Çocuklar ve Küreselleşme
Authors : Nihal Ahioğlu
Pages : 141-155
Doi:10.1501/Egifak_0000000085
View : 18 | Download : 10
Publication Date : 2004-05-01
Article Type : Other
Abstract :Bu makale, bahar 2001’de Polonya Lodz Üniversitesinde düzenlenen küreselleşme konulu bir konferans için yazılmıştır. Pek çok durumda çocuklar, küreselleşme bağlantılı tartışmalara nadiren dahil edildikleri için onlarla ilgili konuların gündeme getirilmesinin daha uygun olacağını düşündüm. Bu makale, küreselleşmenin bütün kültürlere ulaşma olasılığının olup olmadığı, nerede reddedileceği ya da tamamen yeni bir şey mi yoksa Batı dünyasında uzun süredir devam eden bir sürecin dünyanın geri kalanına yayılması mı olduğu gibi önemli sorularla ilgilenmemektedir. Küreselleşmedeki mevcut eğilimleri açıklamaya yönelik bir anlayışın temeli olarak Birleşik Devletler tarihini kullandığım analiz yöntemi, benim sonuncu kümeye dahil olduğumu gösterse de makale bu stratejiyi, son soruya yanıt olarak değil de ilgili pek çok konuyu aydınlatma aracı olarak kullandığımı göstermektedir. Bu sorularla ilgili önemli tartışmaları, büyüme ekonomisi ile ilgilenen uzmanlara bırakıyorum1 . Bunun yerine ben, özel bir tarihsel yapı içerisinde derinliğine yazarak, Amerikalı tarihçilerin varolan tartışmayla ilgili bazı katkılar sağlayacağına ve toplumsal tarihçilerin konumlarının da varolan büyük gelişmelere yönelik görüş bildirmeye uygun olduğuna inanan biri olarak yazıyorum. Çocukların ve çocukluğun, günümüzde küreselleşmeyi tartışanların gündeminde olmaması çok tuhaftır. Çocuklar küreselleşme hakkındaki Batı duyarlılığının kesinlikle bir parçasıdır ve çocukluk, özellikle küreselleşme siyaseti içerisindeki kültürel tartışmanın hassas bir düğüm noktasıdır. Umut ediyorum ki, çocukluk tarihini anlamanın, küreselleşme tartışmalarının, pek çok çocuk etkilendiği ve etkileneceği için, hem daha gerçekçi hale gelmesine hem de medyanın küreselleşmeye yönelik çatışmalara yer vermesiyle uyanan "tuhaf” Batı duyarlılığına alışılmasına yardım edecektir. Çocuklar bu tartışmanın her yerinde olmalarına karşın hiçbir zaman seslerine kulak verilmemiş ya da kendilerine hitap edilmemiştir.Keywords :