- Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Cilt: 9 Sayı: 2
- Sa‘duddîn Teftazânî’de İlliyet (Nedensellik)
Sa‘duddîn Teftazânî’de İlliyet (Nedensellik)
Authors : Ahmet Bardak
Pages : 170-184
Doi:10.32955/neu.ilaf.2023.9.2.03
View : 154 | Download : 89
Publication Date : 2023-12-25
Article Type : Research
Abstract :İlliyet ya da nedensellik genel olarak olayların veya olguların birbiriyle ilişkili ve bağlı olması, sonuçların bir nedene bağlanarak açıklanması ya da nedenlerin belirli sonuçları sürekli olarak yaratması şeklinde tanımlanan bir kavramdır. Mazisi Aristotales’e kadar uzanan bu kavram üzerine gerek klasik dönem gerekse modern zamanlarda yapılmış pek çok çalışma bulunmaktadır. Konuyla ilgilenen alanlardan biri olan Felsefe tarihi, sebep-sonuç arasındaki ilişkinin zorunlu olup olmadığı ve nedenlerin aynı neticelere ulaştırıp ulaştırmadığı tartışmaları üzerine yoğun bir literatüre sahiptir. Dolayısıyla konu hakkında yeterince kaynak bulunmaktadır. Filozoflar konuyu metafizik, ontoloji ve epistemoloji bağlamında ele almışlardır. Bakıldığında felsefeciler arasında konu hakkında bir konsensüs sağlanmış değildir. Örneğin ateist ve teist filozoflar illiyet konusunda farklı görüşlere sahiptirler. Bunun yanında nedensellik konusuna İslam kelâmcıları da büyük bir ilgi göstermiştir. Zamanla nedensellik kelâm ilminin de ana konularından birisi olmuştur. Böylece kelâm literatüründe nedensellik bağlamında çok önemli çalışmalar ortaya konulmuştur. Kelâmcılar genel olarak illiyet meselesinde felsefecileri muhatap alarak onlara karşı kendi argümanlarını geliştirmişlerdir. Başını Mu‘tezilî kelamcılarının çektiği kelamcıların eserlerinde nedensellikle ilgili çok önemli bir birikim mevcuttur. Eş‘arî kelâmcıları da Mu‘tezile mezhebi gibi nedensellik konusunda öne çıkmıştır. Onların illiyet anlayışı diğer kelâmi görüşleriyle uyumlu bir şekilde sunularak Allah’ın mutlak kudretini koruyan bir şekil ihtiva etmektedir. Eş‘arîlere göre kâinat, âdetullah gereği süregelen düzenli bir işleyiş içindedir. Dünyadaki her şeyin bir gayesi vardır. Bu gaye çerçevesinde Allah âdetullah gereği sebep-sonuç ilişkisini yaratmıştır. Sebep sonuç arasında bir ilişki görülmekle beraber bu zorunlu bir ilişki değildir. Yani Eş‘arî kelamcılara göre tüm sebepler bir araya gelse dahi bu sebepler bazen bir sonuca yol açmayabilir. Onlara göre sebep sonuç ilişkisi eşyanın belirli bir düzen ve silsile halinde yaratılmasında ortaya çıkan düzenli bir görüntüdür. Eş‘arîler genel olarak felsefecilerin savunduğu nedenselliği, inkârcı bilim adamlarının ürettiği bir tuzak olarak görüp Allah’ın mülkündeki gücünü azalttığı görüşündedirler. Nedensellik bağlamında hikmet denilen olguya da değinen kelâmcılar onu olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkisinin anlaşılması için bir araç olarak görmektedirler. Bunu da izah etmek için âdetullahı öne sürerler. Eş‘arî kelamcılarına göre bizim olayları anlayabilmemiz için sebep sonuç ilişkisine ihtiyacımız varken Allah\'ın yaratmak için sebebe ihtiyacı yoktur. Sebep-sonuç ilişkisi bağlamında açıklanan günümüz dünyasındaki gelişmeler nedenselliğe ışık tutar niteliktedir. Son asırdaki bilimsel gelişmeler evrenin belirli bir zamanda meydana geldiğine işaret etmektedir. Bakıldığında evrende bir süreklilik ve değişim gözlemlenmektedir ki kelamcılara göre bu gelişim sürekli yaratmadan başka bir şey değildir. Teftâzânî de illiyet konusunda genel olarak Eş‘arî mezhebinin görüşleri ile paralel düşünmektedir. Bu makalede Teftâzânî’nin illiyet hakkındaki görüşleri ile illiyet bağlamında ele aldığı teselsül ile ilgili kelâmî delilleri ele alınacaktır.Keywords : Kelam, Eşarilik, Teftazani, İlliyet, Nedensellik