- Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 8 Issue: 2
- Tevhitten Şirke Giden Süreçte Bir Figür: Amr b. Lühay
Tevhitten Şirke Giden Süreçte Bir Figür: Amr b. Lühay
Authors : Hatice Nur Ertürk
Pages : 227-242
Doi:10.32955/neu.ilaf.2022.8.2.05
View : 16 | Download : 16
Publication Date : 2022-12-25
Article Type : Research
Abstract :Kulluğu sadece Yüce Allah’a hasredip O’na yönelme anlamına gelen "tevhid” İslam inancının temelidir. Allah’a (cc) ortak koşma anlamına gelen "şirk” ise ilk insan ve nebî Hz. Âdem’den bu yana insanoğlunun yaşam serüveninde bir şekilde var olmuştur. Toplum, coğrafya, zaman ve mekân ne olursa olsun, Allah (cc) inancının zafiyete uğradığı durumlarda şirkin hayat bulduğu gözlemlenmektedir. Nitekim şirk ve tevhidin farklı boyutlara varan mücadelesi de süre gelen bir olgudur. İnsanı, dolayısıyla toplumları şirke sürükleyen birçok nedenden bahsedilebilir. İnanılan, yüceltilen değerlere somut objelerle yönelme eğilimi yani putperestliğe giden yolun açılması, kısaca şirkin gözle görülür, elle tutulur bir hale gelmesi genellikle aşamalı olarak gerçekleşmiştir. Toplumların şirke yönelmesinde aşamalı bir dönüşümden bahsedilebilir. Örneğin, toplumda saygın ve değer verilen salih insanları vefatlarından sonra anmak, hatıralarını yâd edip özlem giderme adına yapılan resimler ve heykeller putperestliğe açılan bir kapı olarak görülmüştür. Nesilden nesile tahrif olan değerler değişimden payını almış, cansız objeler kutsal anlamların yüklendiği ilahi bir konuma yükselmiştir. Tarihi veriler, Hz. Peygamber’in (sav) risaletle görevlendirildiği dönemde Arap yarımadasında farklı bölgelerde kabilelerin etrafında kümelendiği birçok putun varlığını ortaya koymaktadır. Putların Arap toplum tarafından benimsenmesi, adeta hayatın merkezinde yer alması, farklı coğrafyalardaki inanç mensuplarının etkileşimiyle hızlanan bir sürece işaret etmektedir. Hz. Muhammed’in gönderildiği dönemde Araplar arasında Allah inancının yanı sıra putlar dini hayatın temel unsurlarındandı. Bu çalışmada Hz. Peygamber’in mesajının ilk muhatapları olan Arap toplumunun putperestliğe yönelmesindeki etkenler, kaynaklarda adı çokça geçen bir figür üzerinden ortaya konulmuştur. İslam kaynaklarının büyük çoğunluğunun işaret ettiği üzere kökenleri Yemen’e dayanan Huzâa kabilesinden Amr b. Lühay, Hicaz toplumuna ve genelde Arapların hayatına putları sokan kişidir. Bu çalışmada onun konumu ve süreç olabildiğince netleştirilmiştir. Cürhüm kabilesinin Mekke hâkimiyetini sonlandırıp kabilesi Huzâa’nın da desteğiyle iktidarı ele geçiren Amr b. Lühay, daha sonraki dönemlerde derin izler bırakacak bazı uygulamalara imza atmıştır. Öteden beri Hz. İbrahim’in tevhid geleneğinin etkisi özellikle Mekke ve Hicaz bölgesinde devam etmekteydi. Rivayetlere göre Amr b. Lühay, Arabistan’ın kuzeyine yaptığı bir seyahat esnasında gördüğü putlardan bazılarını yanına alarak Hicaz’a getirmiştir. Halkı bu putların olağanüstü niteliklere sahip olduğuna inandırarak yeni ritüeller oluşturmuş, kendince bir açılım yapmıştır. Ziyaret, kurban, tavaf gibi Hz. İbrahim’den tevarüs eden ibadetlerin putlara yapılmasını teşvik etmiştir. İnsanlar nazarında saygı duyulan, yeri geldiğinde çekinilen bir konuma gelen putlar zamanla sayıları da artmıştır. Tevhidin sembolü Kâbe, "putlar panteonu” haline dönüşmüştür. Tevhid anlayışıyla taban tabana zıt uygulamalara imza atarak, Arap toplumunu şirk mecrasına sürükleyen Amr b. Lühay, sadece putları bölgeye getirmekle kalmamıştır. Arap nazarında hayatın merkezinde yer alan "deve” üzerinden bazı âdetler ihdâs etmiştir. "Bahîra”, "Sâibe”, "Vasîle”, "Hâmi” gibi birtakım uygulamalarla Araplara yeni bir kurban ve adak anlayışı ilave etmiştir. Eldeki veriler Amr b. Lühay’ın kendine yönelik bir peygamberlik iddiası ya da kutsal bir konumundan bahsetmez. Ancak Hz. Peygamber’den gelen bazı haberler Amr b. Lühay’ın, dinî bir formu çağrıştırarak sunduğu âdetleri insanları uygulamaya teşvik ettiğini ortaya koymaktadır. İnsanların bu teşviklere kayıtsız kalmadığı, hatta Arap kabilelerinin birçoğunun putperestlik döngüsüne dahil olmuştur. Dahası oluşturduğu yeni düzenle Amr b. Lühay, Hz. İbrahim’in izleri üzerinden, ancak onun anlayışıyla taban tabana zıt bir şirk toplumu oluşumunun temellerini atmıştır. Huzâa kabilesinin reisi Amr b. Lühay, Arap yarımadasının merkezi Mekke’de iktidar, maddi ve manevi güçleri elinde toplayarak kitleleri etkileyen bir öncü, karizmatik bir lider olarak dikkat çekmektedir. Şirki Arap toplumuna sunan öncü rolü sebebiyle olumsuz bir çığır açmıştır. Allah Resûlü’nün onu cehennemde gördüğüne dair ifadeler "şerre delâlet/kötülüğe vesile” olma kabilinden bir uyarı olması mümkündür.Keywords : Cahiliyye, Amr b. Lühay, Şirk, Tevhid, İslam Tarihi, Putperestlik, Arap Yarımadası