- Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 8 Issue: 1
- İcâzet Geleneğinde Çârperdî’nin Yeri
İcâzet Geleneğinde Çârperdî’nin Yeri
Authors : Abdullah Bilin
Pages : 109-134
Doi:10.32955/neu.ilaf.2022.8.1.07
View : 18 | Download : 8
Publication Date : 2022-06-30
Article Type : Research
Abstract :İslam kültür ve medeniyetinde icazet köklü eğitim sisteminin temel taşlarından biridir. İcazet hicri ilk asırlarda dinin parçası sayılan isnad sisteminin belgelendirilmesi anlamında kullanılmıştır. Böylece rivayeti sağlam hale getirme ve aynı şekilde sonraki nesillere aktarmanın güvenilir yollarından biri olmuştur. İcazet İslam medeniyetinin güçlü eğitim sistem kurmak için meydana getirdiği kendine has bir metottur. İcazetnameler bir âlimin ilmi kariyeri boyunca kimlerden hangi sahalarda hangi eserleri tahsil ettiğini, hangi ekolun içerisinde yetiştiğini gösterir. İcazetler umumi-hususi diğer açıdan ilmî, fennî, meslekî-sanatsal, tarikat ve manevî şeklinde taksim edilmiştir. Bu geleneğin bir parçası olan Çârperdî (ö.746/1346) çok sayıda eseri hem rivayet etmiş hem de bunların sonraki nesillere aktarılması için çeşitli icazetler vermiştir. Çârperdî İlhanlı dönemi âlimlerinden olup dil yönü güçlü olan otorite bir şahsiyetlerden biridir. Ömrünü ilme ve tedrise vakfeden yirmi altı eser ortaya koyan ve sürekli ilim meclisleri kuran bu velud müellif okuttuğu eserlerin de sağlam rivayetlerine sahip olmuştur. O dil ilimlerine yönelik eserler telif etmiş, onları rivayet etmiş ve icazetler vermiştir. Onun rivayet ve icazetlerin tespiti için tabakat kitaplarının yanı sıra yazma eserler ve meşyeha türü eserler incelenmiş ve ona ait on dört eserin rivayet hakkı ile altı icazetname tespit edilmiştir. Aslında yapılan araştırmada müellifin çok daha fazla icazet verdiği anlaşılmış; bu icazetlerin günümüze ulaştığı varsayımı ile araştırılmış fakat tamamı henüz tespit edilememiştir. Bu rivayet ve icazetler, tabakat kitaplarında zikredilmeyen nice ulemanın isimleri, hayatları ve düşünceleri hakkında kısa da olsa veriler barındırmaktadır. Ayrıca müellifin ilişkileri, talebenin ilmi gelişimi, diğer hocaları, okutulan kitaplar, seyahatleri vs. hakkında da önemli bilgiler bulunmaktadır. Müellif hakkında sunduğu otobiyografik bilgiler onları birinci derecede kaynak haline getirmektedir. Elde edilen veriler onun ve talebelerinin hayatı hakkında yeni bilgiler ortaya koymuştur. Yazma eserler incelendiğinde ders veren pek çok âlim gibi onun da ders konusu olan kitap bittiğinde orada bulunanlara çeşitli icazetler verdiği tespit edilmiştir. Meşyeha türü kitaplara müracaat edildiğinde ise onun tefsirden hadise, fıkıhtan Arap diline pek çok kitabı rivayet ederek önemli bir hizmeti ortaya koyduğu görülmektedir. Çârperdî’nin önceki âlimlerden aldığı ilmî mirası ile kendi yazdığı eserler ağırlıklı olarak Şiî âlim el-Gazâl Muhammed b. Abdullah vasıtası ile sonraki nesillere aktarılmıştır. Yine ilmi mirası oğlu İbrahim vasıtasıyla Sübkî ailesine intikal ederken, Sürmârî üzerinden de Süyûtî’ye intikal etmiştir. Gözde öğrencisi Nureddin Ferec ve Taceddin Ali et-Tebrîzî vasıtası ile de onun ilmî mirası Şam, Kahire gibi yerlere ulaşmıştır. Bu miras belli senedler ile Bedreddin Aynî, Süyûtî gibi âlimlere onlardan da günümüze intikal etmiştir. Böylece ilmi mirası Dımaşk, Kahire, Irak ve Yemen gibi İslam kültür merkezlerine yayılmıştır. İcâzetnamelerinde hem seleften nakledilen kitaplar için hem de kendi eserleri için rivayet hakkının gözetilmesi şartını özellikle belirtmektedir. Rivayet senedlerinde ilmi yetkinliğini göstermiştir. Şâfiʿî mezhebinde dönemin etkili ismi olan Çârperdî’nin ilmi mirası mezhepte otorite olan Râfiʿî ve Kazvînî’ye dayanmaktadır.Keywords : Arap Dili, İcâzet, Rivayet, Çârperdî, Medrese.