- Uluslararası İnsan ve Sanat Araştırmaları Dergisi
- Vol: 2 Issue: 2
- ÇOCUK OYUNLARINDA DEĞERLER EĞİTİMİ
ÇOCUK OYUNLARINDA DEĞERLER EĞİTİMİ
Authors : Kelime Erdal
Pages : 53-59
View : 16 | Download : 8
Publication Date : 2019-12-20
Article Type : Research
Abstract :Kimine göre oyun, enerji fazlasını atmak, ki- mine göre benzetmece içgüdüsünü doyur- mak, kimine göre ise boşalma gereksinimini karşıla- maktır. Huizinga’ya göre bütün bu görüşlerde bir tek ortak nokta vardır: Oyunun, oyun olmayan bir amaca varmaya yaradığı varsayımından hareket edilmesidir. Günümüzde oyuna sadece eğlence aracı olarak değil, aynı zamanda öğrenme aracı olarak da bakılmak- tadır. Çocuklar, öğrenme sürecini oyunla tamam- larken aynı zamanda oynadıkları oyunlarla bedensel gelişimlerini, refleks kontrollerini ve ruh sağlıklarını da aynı oranda geliştirmektedirler. O halde oyun, eğlenceli bir öğrenme ve terapi sürecidir. Millî Eğitim Bakanlığı’nın, unutulmaya yüz tutan çocuk oyunlarını topladığı "Çocuk Oyunları” kitabında vurgulanan düşünce, oyunun çocuk gelişi- minde önemli rolünün olduğudur. Kitapta, Mevla- na’nın "Oyun aslında akıldadır, ancak çocuk oyunla akıllanır”, J. J. Rousseau’nun "Önce çocuğun duyu organları eğitilmelidir. Bu da ancak oyunla olur”, Eflatun’un, "Çocuk oyunla büyümelidir”, Groos’un "Oyun hayata hazırlıktır”, Einstein’ın "Hayat=İş oyun”, Goethe’nin "Çocuk oynayarak öğrenir, ciddi- yet karşısında şaşırır” sözlerine de yer verilerek, oyu- nun önemi vurgulanmıştır. Froebel’in "...Çocuk oyu- nları hayatın bir çekirdeğidir. Bütün insanlar orada gelişir, büyür ve oluşur. İnsanın en güzel ve en olumlu yetenekleri orada yükselir” sözleri, oyunun "birey”in yetiştirilmesinde ne derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Oyunun sadece bir eğlence aracı ol- madığını, onun değerleri kuşaklara aktaran bir araç olduğu açıktır. Oyun sırasında sergilenen hal hareket, tavır ve hatta kırıcı sözlerin gerçek sanılmaması, oyu- nu oynayanlar arasındaki hoşgörüyü arttırmaktadır. Yetişkin oyunlarının çocuk oyunlarına göre daha fazla eğlence amaçlı olmasına karşın, oyun oynayan çocukta beklenen tüm değerler, yetişkin oyun- larında da görülebilir. İyi insan, iyi birey ve sağlıklı toplumun ihtiyacı olan yardımlaşma, dayanışma, ortak sevinç veya hüzün, ortak ülkü ve ortak ge- lecek değerleri oyunla aktarılır. Oyun çocuk için hayattır, gelecektir. Çocuk da toplumun geleceğidir. Oyun oynarken çocuk kendinden geçer ve gerçek kişiliğini ortaya koyar. Oyunun eğitme özelliğine sahip olması, eğitim materyali olabileceği anlamına da gelir. Oyun, özel- likle okul öncesi çağdaki çocukların en sık yaptığı eylemdir. Oyunla öğrenilen ya da elde edilen ka- zanımların unutulmadığı, oyunun oynandığı ile- riki zamanlarda da kolaylıkla hatırlandığı görülür. Bu kazanımların içinde toplumsal değerler, sevgi ve saygı, yardımlaşma, dayanışma, hoşgörü, empati, adalet gibi değerler yer almaktadır. Oyun tek başı- na etkili bir değer kaynağı olsa da çocuk, daha çok aile, çevre, okul ve öğretmen etkisiyle kendini şekil- lendirmektedir. Değerlerin bu etkenlerden sadece biri ile verilmeye çalışılması veya birinin üzerinde yoğunlaşılması yerine, içinde oyun olan ortamların yaratılması gerekir. Çocukların doğruyu yanlıştan ayırt edebilme becerilerini kazanabilmeleri için hoşgörünün yoğun olduğu, hataların düzeltile- bildiği, düşmanlığın akla bile gelmediği oyun or- tamları, ev ve okullarda oluşturulmalıdır. Çünkü çocuk, oyun oynamayı ve eğlenmeyi amaç edinmiş toplumsal bir değerdir. Oyun yoluyla elde edilen beceri, çocuğun özgür iradesiyle kendi kararlarını verebilmesi ve kimseye bağımlı kalmadan karar- larının sorumluluğunu üstlenebilmesi açısından önemlidir.Keywords : Çocuk, oyun, değerlereğitimi, çocuk gelişimi