- Tokat İlmiyat Dergisi
- Cilt: 12 Sayı: 1
- Bir Paradoksal İlişki Olarak Kur’ân’da İnanç Özgürlüğü ve İlahi Helak Olgusu
Bir Paradoksal İlişki Olarak Kur’ân’da İnanç Özgürlüğü ve İlahi Helak Olgusu
Authors : İdris Sami Sümer
Pages : 276-300
Doi:10.51450/ilmiyat.1445813
View : 182 | Download : 82
Publication Date : 2024-06-30
Article Type : Research
Abstract :Doğal afetler, helak ve din/inanç ilişkisi hem semavî hem de beşerî dinlerde önemli ve sorunlu bir konudur. İnsanın çoğu zaman gücünü aşan deprem, yangın, sel, çığ ve heyelan gibi afet hadiseleri, onun olaylar karşısındaki düşünce ve davranışlarını ciddi derecede etkilemekte ve toplumlar nezdinde çeşitli metafizik tartışmalara neden olmaktadır. Yerel veya küresel bazda meydana gelen doğal afetler, bir yönüyle salt inanç perspektifinden okunup inkâr/günah, helak ve hak ediş paradigması üzerinden değerlendirmelere tabi tutulurken diğer yandan yalın halde fiziki neden-sonuç ekseninde değerlendirilmekte ve insan-doğa mücadelesi (tedbir/korunma) ön plana çıkarılmaktadır. Doğal afetler, tabiat, nedensellik, günah ve insan arasındaki birçok yönüyle müphem bu ilişkinin mahiyetine dönük bilindik tartışmalar, ülkemizde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli son büyük deprem sonrası da gündeme gelmiş ve dikkatler bir kez daha yoğun şekilde yeniden bu konuya dönmüştür. Kur’an’ı-Kerîm’de inkâr ettiklerinden (ve/ya günah işlediklerinden) dolayı helak edilen birçok toplumdan bahsedilmesi, doğal olarak inkâr davranışının en büyük suç ve helak sebebi olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Bu düşünce/ler toplumlar nezdinde çeşitli açılardan tartışılmakta ve meseleye birbirinden çok farklı yaklaşımlar da sergilenebilmektedir. Bu makalede, konu hakkında ortaya konan tüm tartışmalar inceleme konusu yapılmamıştır. Makale konuyu özellikle inanç özgürlüğü ve inkârlarından dolayı helak ettik söylemi arasındaki ilişki yönünden ele almaya çalışmıştır. Zira çeşitli günah ve suçlar ile helak olgusu arasında ilişki hususunda birçok bilimsel çalışma ortaya konmuştur. Kur’an’ı-Kerim’de birçok ayette insanlara iman esasları hatırlatılmış ve onlardan bu esaslara inanmaları istenmiştir. Fakat tüm bu talepler sadece teklif düzeyinde kalmış ve hiçbir zaman zorla iman ettirme davranışı bir çözüm olarak sunulmamıştır. Konuyla ilgili birçok ayette de zorla iman ettirmenin bir yöntem olmadığına dikkat çekilmiştir. Kur’an’da iman esaslarını inkâr etmenin cezasının ahiret âleminde olacağı ve o kişilerin akıbetleri hakkında orada karar verileceği bildirilmiştir. Bununla birlikte birçok Kur’an ayetinde inkâr ettiklerinden dolayı helak ettik ifadeleri de dikkat çekmektedir. İlk bakışta bu iki söylem arasında bir çelişki var gibi gözükse de bütüncül okumalar, bu iki söylem arasında bir paradoks olmadığına işaret etmektedir. Zira Kur’an’ı Kerim’de inkâr olgusu sadece imanın epistemolojik boyutuyla sınırlı olmayıp iman olgusunun pratik yansımaları olan güvenli toplum inşa etmenin ilkeleri ile de ilişkilidir. Kur’an’a göre insanlar dünya hayatında birbirlerine zarar vermeden güven içinde yaşamalıdırlar ve birbirlerinin hukukuna karşı saygılı olmalıdırlar. Eğer onlar temel insan haklarına riayet etmezler ve birbirlerine zulüm yapmaya başlarlarsa ilahi cezalandırma devreye girer. Buna göre Kur’an, inanç ve düşünce özgürlüğü alanında verdiği hürriyeti davranış konusunda vermemiş ve belirli sınırları aşan toplumların cezalandırıldığını haber vermiştir. Kur’an’da inkâr ettiklerinden dolayı cezalandırdık ifadeleri de bununla ilgili gözükmektedir. Bu sebeple ilâhî helake sebep olan inkârın mahiyeti iyi araştırılmalı ve bu meseleye bütünsel yaklaşımlar sergilenmelidir. Bu düşünceden yola çıkılarak ve nitel araştırma yöntemi kullanılarak çalışmada, inanç özgürlüğü ile inkâr sonucu geldiği söylenen ilâhî helak arasındaki zahirî paradoksal ilişkiye dikkat çekilmeye odaklanılmış ve esasında bir çelişki olmadığına dönük çıkarımlar elde edilmiştir.Keywords : Tefsir, Kur\'ân, İnkar, Günah, Afet, Helak