Fizik Bilimin Işığında Tanrı’nın Varlığı
Authors :
Pages : 231-259
View : 111 | Download : 229
Publication Date : 2024-06-30
Article Type : Other
Abstract :Çağdaş İngiliz din felsefecisi ve teologlarından biri olan Frederick Robert Tennant’ın (1866-1957) yazmış olduğu bu makale, bir grup Cambridge Üniversitesi öğretim üyelerinin 1906 yılında editörlüğünü Henry Barclay Swete’in yaptığı “Periyodik Bazı Teolojik Sorunlar Üzerine Denemeler” adlı derginin 55-101 sayfaları arasında yer almaktadır. Felsefe, teoloji ve pozitif bilimin konuları üzerine araştırmalarda bulunan Tennant, yaşadığı dönem itibariyle bilimdeki hızlı değişim ve dönüşüm sürecine şahit olmuştur. Öyle ki bu dönemde özellikle Darwin tarafından öne sürülen “evrim teorisinin” revaçta olması ve pozitif bilimdeki hızlı gelişmelerin bazılarınca, bilimin ortaya koyduğu verilerin Tanrı’nın varlığına inanmaya engel olduğu şeklinde anlaşılmasına neden olmuştur. Hatta birçok bilimsel hipotez ve genelleme, araştırma organları olarak pratik etkinlikleri nedeniyle, nihai ve zorunlu gerçekler olarak görülmeye başlanmıştır. İşte Tennant, fizik biliminin ışığında Tanrı\'nın varlığına ilişkin bir tartışmada okuyucularına ilk olarak bilim adına yapılan teistik durumun geçerliliğine ilişkin bir temyiz mahkemesi oluşmasının ve teistik argümanların savunulamayacağına yönelik iddiaların doğru olmadığını ve bunları bertaraf etmek için makalesinde eleştirel bir değerlendirme yapacağından bahseder. Bu bağlamda o, kendisini bilimin öğrencisi olarak kabul etmekte ve daha genel olarak fizik bilimi başlığı altında yer alan şeylerin Tanrı\'nın varlığına olan inancın önüne geçtiği söylenen zorlukları tartışmaya açmaktadır. Burada ilk olarak filozofumuz, natüralizmi “Tanrı kavramını sadece gereksiz değil, aynı zamanda kabul edilemez.” olarak görmesinden dolayı tenkit eder. Ona göre bilim, daha doğrusu kendisini bilimle özdeşleştirmeye ve onun eğilimini ifade etmeye çalışan natüralizm, hatalı metafizik üzerine inşa edildiği ve epistemolojik yansımadan kaçındığı sürece, kaçınılmaz olarak materyalizme dönüşecektir. Bu durumda bilim ve din arasında her zaman ve zorunlu olarak bir çatışma olacaktır ve bilimin alanının genişletilmesi bunu ortadan kaldırmayacaktır. Tennant’a göre bilimin daha dar bir şekilde incelemeye ve daha yakından anlamaya çalıştığı şey, dünyanın ilk bakışta bu görüntüsüdür. Başlangıçta vurgulandığı gibi bilimin dünyayı incelemekteki amacı, onda meydana gelen değişim sıralarını tahmin etmek ve böylece onu kontrol etmek için onu bilmektir. Belirli bir olayı açıklamak, yani onun daha önceden bilinen olaylara benzerliğini göstermek için onu bu tür olayların genel bir sınıfına göndermeye çalışır. Bilim, şeylerin yalnızca tanımlama, tahmin ve kontrol gibi pratik işleriyle ilgili olan yönlerini ve ilişkilerini, yalnızca matematiksel işleme ve hesaplamaya uygun olanları ya da uygun olacağına inandıklarını dikkate alır. Fizik, bu birlik idealinin gerçekleşmesine biyolojiden çok daha mükemmel bir şekilde ulaşmıştır ve böylece tüm bilim, teoloğun Tanrı düşüncesinin bir yönüne yaklaşır. Çünkü eğer doğa tutarlı bir bütün ise tek temeli ve dolayısıyla daha önce olup bitenlerin ışığında tek yüce zekâyı ve tek sebebin gerekli olduğunu varsaymaz mı? Bunu ortaya çıkaran ve koruyan bir zihin olmadan bu mümkün müdür? Eğer öyleyse, bilimin böyle bir kavrama ihtiyacı olmasa da Tanrı gereksiz bir hipotez değildir. Tennant açısından evrensel akıl olarak Tanrı kavramı, çeşitli fizik bilimlerinden elde ettiğimiz bilgileri tamamlamak ve bilimin yorumlamaya çalıştığı evrenin gerçekliğini güvence altına almak için vazgeçilmez görünmektedir.Keywords : Din Felsefesi, Tanrı, Fizik, F.R.Tennant, Bilim, Natüralizm, Teizm.