- Tokat İlmiyat Dergisi
- Vol: 10 Issue: 1
- İbnü’l-Kūtıyye ve Endülüs Tarihine Dair Yazdığı Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs İsimli Eseri...
İbnü’l-Kūtıyye ve Endülüs Tarihine Dair Yazdığı Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs İsimli Eseri
Authors : Ramazan Önal
Pages : 193-219
Doi:10.51450/ilmiyat.1102423
View : 21 | Download : 7
Publication Date : 2022-06-30
Article Type : Research
Abstract :Bu çalışmada İbnü’l-Kūtıyye ve onun Endülüs tarihi hakkında yazmış olduğu Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs isimli eseri ele alınmıştır. İbnü’l-Kūtıyye’nin biyografisi ve eserleri hakkında bilgi verildikten sonra onun Endülüs tarihine katkısı ve bu alanda yazdığı eseri çeşitli yönleriyle incelenmiştir. İbnü’l-Kūtıyye’nin bir yazar olarak Endülüs’te doğup büyümüş olması ve soyunun anne tarafından Gotlara dayanması onun bu eserine daha da önemli bir özellik kazandırmıştır. İbnü’l-Kūtıyye, 898-977 yılları arasında Endülüs’te yaşamıştır. Kurtuba’da doğduğu tahmin edilen İbnü’l-Kūtıyye’nin yaklaşık seksen yıllık ömrü yaşadığı dönemin ve bölgenin en zengin ilim muhiti olan Kurtuba ile İşbîliye (Sevilla) kentlerinde geçmiştir. Buralarda bulunduğu süre zarfında orada bulunan önemli ilim adamından dersler almış ve daha sonra kendisi de birçok ilim adamının yetişmesine vesile olmuştur. İslami ilimlerden Fıkıh, Hadis, İslam Tarihi gibi bilimlerin yanında dil, edebiyat ve şiirle de ilgilenen İbnü’l-Kūtıyye’nin asıl uzmanlık alanı Arap dili ve edebiyatı olduğu kaydedilmiştir. İbnü’l-Kūtıyye’nin biyografisini yazanlar, onu Endülüs’te Arap dilinin imamı, Arap dilinin ve şiirinin öncüsü, Arapçanın öncüsü ve Endülüs tarihi uzmanı olarak tanımlamışlardır. Endülüs Arap dili ekolünün kurucusu olarak kabul edilen Ebû Ali el-Kālî, İbnü’l-Kūtıyye’nin Endülüs’ün Arap dili alanında en üstün ilim adamı olduğunu vurgulamıştır. İbnü’l-Kūtıyye, esas olarak Endülüs tarihçisi kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Onun Endülüs tarihini, Endülüs devlet adamlarının, ilim adamlarının ve şairlerinin biyografilerini iyi bildiği ve bu bilgileri sözlü olarak aktardığı kaydedilmişti. Her ne kadar kendisine nispet edilen Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs isimli eserin ona aidiyeti konusunda tartışmalar olsa da kendisinin Endülüs tarihi konusundaki derin bilgisi ve eserin içeriğindeki bilgilerin ona aidiyeti hususu hiçbir zaman tartışma konusu yapılmamıştır. Bilindiği kadarıyla İslâmi dönemin en eski Endülüs tarihçisi Abdülmelik İbn Habîb’dir. Onun et-Târîh isimli eseri Müslüman Arapların Endülüs tarihine dair ilk eseri olmasına rağmen bu eserin ihtiva ettiği efsane ve hurafe benzeri hikâyelerle dolu olması ve vefatından sonraki olayların bir kısmının da içinde yer alması bu eserin bilimsel kimliğine gölge düşürmüştür. Tarihi bilgiler, daha çok hurafelerin ve efsanelerin gölgesinde kalmıştır. Meârik b. Mervân’ın (öl. ?) Endülüs fethiyle alakalı eseri ise günümüze ulaşmamıştır. Aynı şekilde İbnü’l-Kūtıyye’den önce Endülüs tarihine katkısı olduğu düşünülenlerden Hukeym el-Ezdî’nin de nesep bilgisine dair bir eserinden bahsedilse de bu eser de günümüze ulaşmadığı gibi doğrudan Endülüs’ün fethiyle de alakası bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu veriler dikkate alındığında İbnü’l-Kūtıyye’nin ve onun Endülüs fethine dair eserinin önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Ayrıca İbnü’l-Kūtıyye’nin Târîḫu iftitâḥi’l-Endelüs isimli eseri, doğrudan Endülüs’ün fethini ve fetihten sonra cereyan eden olayları ele alan bir eser olması yönüyle de büyük bir öneme sahiptir ve kendisinden önce yazılan fakat birçok yönüyle eksik olan eserlere ait boşluğu önemli ölçüde doldurmuştur. Bir diğer husus da yazarın Endülüs’te doğup büyümüş olması, soy itibarıyla eski Endülüs halklarıyla bağlantısının bulunması, Endülüs toplumunun tabiatı ve teşekkülüyle ilgili hususlara yer vermiş olması ve olayların gerçekçi bir portresini takdim etmeye gayret göstermiş olması gibi nedenler, onun bu eserini ayrıcalıklı bir konuma taşımıştır. İbnü’l-Kūtıyye, eserinde farklı gruplara eşit mesafede durmaya çalışmıştır. Baba tarafından Emevilerin mevalisi olması yönüyle eserindeki Musa ile Lüzrik (Rodrigo) ve Benî Ümeyye hakkında anlatılanlar yazarı belli olmayan fakat Emevileri öne çıkaran Aḫbâr mecmûʿa isimli eserle uyum arz ettiği görülmektedir. Ancak onun anne tarafından Sare el-Kûtıyye’ye mensup olması yönüyle de aktardığı bilgilerde Endülüslü olma kimliğini yansıtmasına sebep olduğu göze çarpmaktadır. Esas itibariyle eser bu yönüyle çok büyük önem arz etmektedir. Zira çeşitli milletlerin farklı dinlere mensup olduğu bir ülkenin tarihini –özellikle bu unsurlara riayet edilerek- anlatılması son derece önemlidir. Denilebilir ki İbnü’l-Kūtıyye haricinde bu konuda yazan çoğu tarihçiler meselenin bu yönünü ihmal etmişlerdirKeywords : İslâm Tarihi, Endülüs Tarihi, Arap Dili, İbnü’l-Kūtıyye