- Tokat İlmiyat Dergisi
- Vol: 9 Issue: 2
- Abdurrahman Câmî’nin ‘Amâ Hadisine Yazdığı Farsça Bir Şerh ve Tercümesi: Risâle-i Şerḥ-i ḥadîs̱-i Eb...
Abdurrahman Câmî’nin ‘Amâ Hadisine Yazdığı Farsça Bir Şerh ve Tercümesi: Risâle-i Şerḥ-i ḥadîs̱-i Ebî Rezîn el-ʿUḳaylî
Authors : Müzekkir Kizilkaya
Pages : 695-716
Doi:10.51450/ilmiyat.972293
View : 25 | Download : 14
Publication Date : 2021-12-30
Article Type : Research
Abstract :İslam dünyasında da ilim adamları uzmanlık alanlarına göre varlığa dair görüşler ortaya koymuşlardır. Kimi Müslüman filozoflar sudûr nazariyesini benimserken kimi Müslüman düşünürler, filozoflara bu düşüncelerinden dolayı tekfire varacak derecede sert eleştiriler yöneltmişlerdir. İslam âlimlerinden ve düşünürlerinden bir kısmı ise yaratanla-yaratılanın (Hâlık-mahlûk) farklı şeyler olduğu görüşünü savunmuşlardır. Bu düşünceyi benimseyenler daha çok kelam ekollerine mensup düşünürlerdir. Sûfiler de varlığa dair düşüncelerini ortaya koymuşlardır. Erken dönem sûfîlerinden Cüneyd-i Bağdâdî, Bâyezîd-i Bistâmî, Hallâc-ı Mansûr gibi sûfîlerin eserlerinde işledikleri tevhid konularında rastladığımız ve vahdet-i vücûd düşüncesinin ilk nüveleri kabul edebileceğimiz örneklere rastlamaktayız. Zihinsel olarak toplumun, tevhidin derinliğini ifade eden bu düşüncelere hazır olmadığı "Ene’l-Hakk-Ben Hakk’ım” diyen Hallâc-ı Mansûr’un sözlerini zahiren küfür olarak gören toplumda görülmektedir. Siyâsî sebeplere bağlı olarak takibat altında olan Hallâc, "Ene’l-Hakk” sözünün zahiri dikkate alınarak yargılanmış ve zındıklıkla suçlanarak öldürülmüştür. Varlığa dair öne sürülen teorilerden birisi de vahdet-i vücûd (varlığın birliği) anlayışıdır. Tanrı âlem ilişkisinde âlemi Tanrı’nın zuhûru olarak gören vahdet-i vücûd düşüncesi, zuhûratın birbirinden bağımsız olmayan aşamalar halinde gerçekleştiğini, mertebeler halinde zuhûratın meydana geldiğini benimsemiştir. İ’tibarattan ibaret olan varlık mertebeleri (merâtibü’l-vücûd) ikili, dörtlü, beşli, altılı, yedili sayılarla tasnif edilmiştir. Abdulkerim Cîlî ise mertebelerini sayısını kırka kadar çıkarmıştır. Bilindiği gibi vahdet-i vücûd ve merâtib düşüncesini sistematik hale getiren İbnü’l-Arabî’dir. İbnü’l-Arabî vücûda dair görüşleri ile kendinden sonra gelen ve vahdet-i vücûd düşüncesini benimseyen düşünürleri özellikle de sûfîleri derinden etkilemiştir. Ancak vahdet-i vücûd düşüncesini benimseyenler kadar muarız ve muhalif olanlar da çoktur. İbnü’l-Arabî vahdet-i vücûda dair görüşlerini daha çok Fusûsü’l-hikem adlı eserinde dile getirmiştir. Vahdet-i vücûd anlayışını benimseyip eserlerinde işleyenlerden biri de Abdurrahman Câmî’dir. Câmî gerek yazdığı kitaplarda gerek kaleme aldığı risâlelerde vücûd ve merâtib konusuna yer vermiştir. Bu çalışmada meratib-i vucûd içerisinde yer alan ‘amâ mertebesi hakkında Abdurrahman Camî’nin yazdığı Risâle-i Şerḥ-i ḥadîs̱-i Ebî Rezîn el-ʿUḳaylî’nin tanıtımı, tercümesi ve değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Çalışmalarımız esnasında risâlenin Türkiye’deki yazmalar kütüphanelerinde yazma halinde birkaç nüshasına rastladık. Risâleler üzerinde incelemeler yaparak Camî’ye aidiyeti hususunu ortaya koymaya gayret ettik. Risâlenin Abdurrahman Camî’ye aidiyeti konusunda bir problem olmadığı sonucuna ulaştık. Risalede merâtibü’l-vücûd konusu işlenmiştir. Ebu Rezîn el-ʿUḳaylî’nin Peygamberimize sorduğu "Allah, mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” Sorusuna verdiği cevap olan a’mâ hadisini izah babında yazılmıştır. Risâle, meratibü’l-vucûdun mertebelerinden ‘Amâ mertebesini özetle izah etmektedir. Merâtibü’l-vucûd düşüncesinde bazen altılı bazen yedili tasnifi benimseyen Câmî, bu risâlede özellikle ‘amâ mertebesi üzerinde durmuş, diğer mertebelerden neredeyse birer cümle ile bahsetmiştir. Abdurrahman Camî, ‘amâ mertebesinin kavramsal tahlilini de ele almış ve izah etmiştir. Bu risâleden de anlaşılacağı üzere Camî, vahdet-i vucûd düşüncesini benimsemiştir ve İbnü’l-Arabî takipçilerindendir. Bu zamana kadar risâle hakkında tasavvufi açıdan yapılmış bir çalışmaya rastlanılmadı. Bundan dolayı risâle üzerine bir tercüme çalışması yapılarak risâlenin ilim dünyasına tanıtılması amaçlanmıştır.Keywords : Tasavvuf, Zuhûr, Merâtib-i Vucûd, ‘Amâ Hadisi, Abdurrahman Câmî