- Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Issue: 49
- İ‘RÂB-MANA İLİŞKİSİ BAKIMINDAN İBN ATIYYE’NİN İ‘RÂB TERCİHLERİ
İ‘RÂB-MANA İLİŞKİSİ BAKIMINDAN İBN ATIYYE’NİN İ‘RÂB TERCİHLERİ
Authors : Saliha Türcan
Pages : 271-285
View : 17 | Download : 7
Publication Date : 2022-12-20
Article Type : Research
Abstract :"Kelimenin sonunda bir amil sebebiyle ortaya çıkan değişiklik” olarak tanımlanan i’râb Arap dilinde, cümlenin anlamını tespit etme noktasında en başından beri çok temel bir olgu olarak yer almıştır. İ‘râbın gelişim sürecinde temel bir konu olarak i‘râb-mana ilişkisi, dil uzmanlarının ve ekollerin dile ilişkin yaklaşımlarında önemli ayrışma noktalarından biri olmuştur. Sürecin en başında Kur’ân ayetlerinin lafız ve manalarının doğru tespit edilmesi gayesiyle başlayan ve sistematize edilen i‘râb çalışmaları, Kur’ân ilimlerinden birini oluşturacak şekilde bir bilgi alanı haline de gelmiştir. Sözü edilen bilgi türü bazı tefsir eserlerinde de yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Hicrî altıncı asır dil uzmanı ve müfessir İbn Atıyye’nin yaklaşımları, hicrî birinci asırda temelde Kur’ân’ın lafız ve manasının doğru şekilde tespiti amacıyla başlayan dil çalışmalarının işlevselliğine ilişkin fikir vermektedir. O, çoğunlukla salt dilsel düzeyde ele alınan i‘râbü’l-Kur’ân verilerini eserinde ayetleri anlama ve izah yönteminin önemi bir unsuru haline getirmiştir. Zaten o, i‘râbü’l-Kur’ân’ı şeriatın tespitinde temel bir kaynak olarak görmekte ve Kur’ân’ın manalarına da i‘râb sayesinde ulaşılabileceğini savunmaktadır. Çalışmada, İbn Atıyye’nin dilsel yaklaşımları i‘râb ve mana ilişkisi bakımından el-Muharreru’l-vecîz adlı tefsiri çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı ise onun ayetlerin i‘râbına ilişkin izahlarında ve yaptığı tercihlerinde etkili olan tutum ve düşüncelerin i‘râb-mana etkileşimine yaklaşımındaki rolünü tespit etmektir. Bu çerçevede onun, kişisel veya mezhebî düşünce açısından dilbilimsel verileri hangi düzeyde araçsallaştırdığı sorusuna cevap aranmıştır. İbn Atıyye dilbilime dair birikim ve uzmanlığını ayetlerin tefsirinde yoğun bir şekilde sergilemektedir. Yaklaşımlarında lügavî izahlara belirgin bir şekilde yer vermektedir. O lügavî izahlarda, sadece önceki otoritelerden veya ekollerden nakletmekle yetinmemekte, dil ekollerinin yaklaşımlarını mukayeseli olarak konu etmekte ayrıca kendi izah ve tercihlerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. İ‘râba ilişkin tercihleri genellikle Basra ekolünün yaklaşımlarına uygundur. Ancak zaman zaman Basra ekolünün görüşlerini eleştirdiği ve Kûfe ekolünün görüşlerine uyumlu davrandığı görülebilmektedir. Bu durum onun herhangi bir dil ekolünü takip konusunda bir taassubiyeti ya da pasif bir mensubiyeti olmadığını, aksine dilsel meselelerde dirayet sahibi olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte itikâdî meselelerde i‘râb vecihlerinden Ehl-i sünnet ve özellikle Eş‘arî düşüncesine uygun düşen manayı temin edeni tercih etmektedir. Fıkhî meselelerde ise Mâlikî görüşlere temel olabilecek i‘râb tercihlerinde bulunmaktadır. İ‘râb-mana ilişkisi açısından bakıldığında İbn Atıyye’nin ayetlere getirdiği izahlarda i‘râbı manaya öncelediği anlaşılmaktadır. Ancak bu, nahvin genel çerçevesini ya da Arapların dili kullanma tarzına aykırı düşecek bir düzeyde değildir. Hatta onun i‘rabâ ilişkin izahlarında özellikle itikâdî meselelerde i‘râb’ın araçsallaştırılmasına yönelik eleştirel bir tavra sahip olduğu görülmektedir. Onun itikâdî meselelerdeki i‘râb-mana ilişkisine dair bu yaklaşımından hareketle, onunla ilgili mutezilî olduğuna ilişkin iddiaların doğru olmadığı söylenebilir.Keywords : İbn Atıyye, İ’râb-Mana İlişkisi, İ’râb, İ‘rab vechi, Araçsallaştırma, Ibn Atiyya, Andalusia, I‘rab - Meaning Relationship, Variation of I‘rab, Instrumental