Şâir Bir Sahâbî: Abbâs b. Mirdâs es-Sülemî
Authors : Hasan Vuran
Pages : 57-78
Doi:10.56288/siyer.1196079
View : 20 | Download : 6
Publication Date : 2023-01-01
Article Type : Research
Abstract :Tebliğ vazifesini yakın akrabasından başlayarak yerine getiren Hz. Muhammed’in (s.a.s.) daveti, kısa bir sürede tüm Arabistan’ı kuşatmış, ilerleyen dönemlerde de yarımadanın dışındaki topraklara ulaşmıştır. İslam’ın tanıtılması ve yayılmasında Hz. Peygamber’in (s.a.s.) eğitiminden geçmiş olan sahâbenin büyük payı vardır. Bu itibarla sahâbe hayatlarının öğrenilmesi önem arz etmektedir. Ne var ki sahâbîlerin tamamı aynı derecede tarihe konu olmamıştır. Kimisinin hayatı tüm yönleriyle aksederken bazıları ise nisbî bilgilerle anlatılmıştır. Benî Süleym kabilesi reislerinden Abbâs b. Mirdâs da hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmayan sahâbîlerdendir. Onun hayatı incelendiğinde İslam’ı kabulün bir an, ancak onu idrakin bir süreç olduğu görülmektedir. Nitekim Abbâs b. Mirdâs, Mekke’nin fethi öncesi Müslüman olmuş, daha sonra Hz. Peygamber’le (s.a.s.) beraber savaşlara katılmış, ancak ganimet taksiminde payına razı olmayıp taksimata itiraz ederek kendisine de Müellefe-i Kulûb kapsamındaki kabile reislerine tevdi edilen yüklü miktardan verilmesini istemiştir. Sergilediği bu davranış İslam hassasiyetinden ziyade kabile asabiyetiyle örtüşmektedir. Zira kabilesinin reisi olan Abbâs b. Mirdâs, diğer mevkidaşlarından aşağı görüldüğünü düşünerek hoşnutsuzluğunu dile getirmiştir. Zikredilen hadise, Abbâs b. Mirdâs’ın, İslam’ı kabulünün hemen akabinde gerçekleşmiştir. Daha sonraları ise o, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kendisine tevdi ettiği çeşitli görevleri hakkıyla yerine getirmiş ve onunla birlikte gazvelere iştirak etmiştir. Hz. Muhammed’in (s.a.s.) vefatından sonra da irtidat düşüncesi içinde olan kabile fertlerine karşı İslam’ı müdafaa etmiş ve onların Ridde hadiselerine katılmalarını önlemeye çalışmıştır. Her ne kadar bu hususta başarılı olamasa da Abbâs b. Mirdâs’ın çabası onun asabiyet taassubundan kurtulduğunu göstermektedir. Sahâbînin hayatı bütünüyle ele alındığında insandaki değişimlerin zaman aldığı dolayısıyla İslam’ın kalplere yerleşmesinin de tedricen olduğu görülecektir.Keywords : İslam Tarihi, Sahâbe, Benî Süleym, Abbâs b. Mirdas, Şair