- SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi
- Vol: 26 Issue: 3
- REKTUM KANSERİNDE NEOADJUVAN KEMORADYOTERAPİ SONRASI RADYOLOJİK VE PATOLOJİK YANIT PREDİKTÖRLERİNİN ...
REKTUM KANSERİNDE NEOADJUVAN KEMORADYOTERAPİ SONRASI RADYOLOJİK VE PATOLOJİK YANIT PREDİKTÖRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Authors : Emine Elif Özkan, Hasan Erol Eroğlu, Nermin Karahan, Süreyya Şengül
Pages : 256-262
Doi:10.17343/sdutfd.494552
View : 25 | Download : 8
Publication Date : 2019-09-01
Article Type : Research
Abstract :Amaç : Bu çalışmada lokal ileri evre rektum tümörlü olgularda preoperatif kemo-radyoterapi (KRT) sonrası klinik, radyolojik patolojik özelliklerin radyolojik ve patolojik yanıt ile korelasyonunun araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem : Çalışmada Ocak 2012 ve Mayıs 2017 tarihleri arasında endoskopik biyopsi ile rektum kanseri tanısı alan ve kliniğimizde neoadjuvan (KRT) uygulanan 26 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların tedavi öncesi endoskopik bulguları (dentat çizgiye uzaklık, çevresel tutulum, ülserasyon), radyolojik tümör boyutu, Pozitron Emisyon tomografi (PET) de görülen kitle boyutu, lenf nodu pozitifliği, standart uptake değeri (SUV) düzeyi ile tedavi sonrası radyolojik ve patolojik yanıt düzeylerinin ilişkisi araştırıldı. Patolojik regresyon düzeyi modifiye Ryan skorlaması ile değerlendirildi. Bulgular : Hastaların 19’u erkek 7’si kadın olup median yaşları 61 (40 – 83) idi. Olgularımızın medyan pelvik radyoterapi dozu 4500 cGy (3600 – 5040) tümöre yönelik boost dozu ise median 900 cGy (360 – 900) idi. Biri ileri yaşta diğeri ise kardiak morbiditesi olan iki hastanın dışında tüm hastalara radyoterapi eş zamanlı kapasitabin uygulandı. Kemoterapi sonrası yanıt tüm hastalarda RECIST kriterlerine göre değerlendirildiğinde 1 hasta tam yanıtlı, 10 hasta stabil, kalan 15 hasta ise parsiyel yanıtlı olarak değerlendirildi. Tedavi sonrası opere edilen 22 hastanın 11’ine abdominoperineal rezeksiyon (APR) 15’ine ise low anterior rezeksiyon (LAR) uygulandı. Radyoterapi sonrası operasyona kadar geçen süre median 42 gün (15 – 194) olarak hesaplandı. Tedavi öncesi PET CT de lenf nodu pozitif olan hastaların 11 inde patolojik lenf nodu saptanmadı. Buna karşın başlangıçta lenf nodu görülmeyen 5 hastanın 1 inde postop lenf nodu (+) idi. Endoskopide görülen tümörün çevreselliği, lokalizasyonunun anal verge’den 5 cm ve daha fazla olması ve radyolojik yanıt varlığı sfinkter koruma açısından anlamlı bulunurken (sırasıyla p: 0,03, p:0,019 ve p:0,022), radyolojik yanıt üzerinde incelenen hiçbir faktörün prediktif etkisi saptanmadı. Hastalar risk gruplarına göre değerlendirildiğinde radyolojik ve patolojik yanıt üzerinde anlamlı bir etki saptanmadı. Operasyon sonrası 1 hastada patolojik tam yanıt saptandı. Regresyon skoru değerlendirilen 17 hastanın 2’sinde skor 3, 10’unda 2, 5 hastada ise 1 olarak değerlendirildi. Sonuç : Tümörün çevresel yayılımı, lokalizasyonunun anal verge’den 5 cm ve daha yüksek olması ve radyolojik yanıt varlığı sfinkter koruma açısından anlamlı bulunurken (sırasıyla p: 0,03, p:0,019 ve p:0,022), radyolojik yanıt üzerinde incelenen hiçbir faktörün prediktif etkisi saptanmadı.Keywords : Rektum kanseri, neoadjuvan kemoradyoterapi