GEÇ ORTA ÇAĞ AVRUPA’SINDA TIP VE TABABET
Authors : Abdulhalik Bakir
Pages : 101-118
View : 24 | Download : 13
Publication Date : 2018-12-24
Article Type : Research
Abstract :İbn Sina ve İbn Nefis başta olmak üzere, XII. ve XIII. yüzyıllarda tıp eserlerinin büyük bir çoğunluğu Arapçadan Latinceye çevrilmiş ve Tıp alanındaki bilgiler, Batı’ya bu yolla aktarılmıştır. Tıp bilimi, Orta Çağ Avrupa'sında oldukça yavaş bir gelişme göstermiştir. Tıp açısından sadece astrolojiyle birleşme yolunda bir ilerleme olmuştur. Bununla beraber XII. yüzyılda İslam Tıp metinlerinin yavaş yavaş Batı dünyasına gelmeye başlamasıyla durum az da olsa değişmeye başlamıştır. Bu eserlerin ilk dikkate değer etkisi, İtalya’da Bolonga üniversitesinde görülmüştür. Mondino de Luzzi, bu şehirde 1312 yılında " Anatomisa Mundini ” (Mondino’nun Anatomi Kitabı) adlı eserini tamamlamıştır. Bu eser, insan kadavrası üzerinde çalışma yapılırken yüksek sesle okunmak üzere yazılmıştır. Bolonga Üniversitesi, bu dönemde Avrupa’nın önde gelen hukuk okuludur. İhtiyaçtan dolayı burada otopsi çalışmaları da yapılmıştır. Ancak bu uygulamayı eğitimin bir tamamlayıcısı olarak Tıp eğitimine dâhil eden, büyük bir olasılıkla Mondino olmuştur. Bu durum, gözden kaçırılmayacak kadar önemlidir. Çünkü Rönesans Tıbbı, bundan çok yararlanmıştır. Ayrıca Rönesans Tıbbının Mondino’nun Yunancasından değil de Arapça eserlerden daha çok etkilendiğini söyleyebiliriz. Her ne kadar kadavra çalışmalarını başlatmış ve yeni anatomi terimleri türetmiş olsa da Mondino’nun bakış açısı, genel olarak Orta Çağ boyunca olduğu gibi hala Galenos’un doğrultusunda ilerlemekteydi. Bu bakış açısı, XVI. yüzyıla kadar değişmemiştir. Değişim, ünlü bilgin Andreas Vesalius sayesinde olmuştur. Dönemin ünlü okullarından Louvain’de lisans derecesini, Padua’daki Tıp okulunda ise yüksek lisansını yapmıştır. İki gün süren bir sınavdan sonra ise tabip derecesini almıştır. Ertesi gün ise Cerrahi ve Anatomi hocalığı görevine getirilmiştir. Eseri, " De Humani Corporis Fabrica (İnsan Vücudunun Yapısı)” 1543’te yayınlanmıştır. Böylece onun bu çalışmalarıyla birlikte Galenosçu görüş, yıkılmaya başlamıştır. Orta Çağ’da İslam dünyasında başlayan Tıp bilimi Batı’ya da aktarılmıştır. Batı’nın Rönesans döneminde Tıp alanındaki gelişiminin temelinde İslam Tıbbının olduğunu söyleyebiliriz. Doğu’daki Tıp anlayışı, Batı’ya ilham vermiş ve yol göstermiştir. Bilim ve medeniyet, her ikisi de kültürler arasındaki etkileşimle gelişir. Bu etkileşim olmazsa, bilimin ve medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir. Bilim ve medeniyet olgularının farklı bakış açılarından oluşan heterojen bir yapıya sahip olduğunu da unutmamak gerekir. Bu çalışmada Tıp ve Tababetin Geç Orta Çağ Avrupa’sındaki durumu ele alınıp değerlendirilecektir.Keywords : Orta Çağ, Avrupa, Bilim, Tıp