Abstract :Yapay zekâ alanında, otonom hareket edebilen sistemlerin ve kendi kendine öğrenerek dışarıdan müdahale olmaksızın karar alan ve değerlendirme yapan yazılımların tıp alanından hukuk alanına kadar yaygınlaşması ve sosyal hayatı etkilemeye başlaması üzerine, yapay zekâ sistemlerin hukuk karşısındaki konumu ve hukuki niteliğinin ne olduğu ve daha doğrusu ne olması gerektiği tartışılmaya başlanmıştır Çalışmamızda mevcut hukuk sisteminde kişi olarak kabul edilen çeşitli kişi ve mal topluluklarından örnekler verilerek kişiliğe giden yolun felsefi, bilimsel ve tarihi süreçleri açıklanacaktır. Yapay zekâ sistemlerin hukuki niteliğinin doğru şekilde tespit edilmesinin, yapay zekâ alanında çalışan ve bu sistemlerden etkilenen kişiler açısından önemi, özellikle sorumluluk hukuku çerçevesinde değerlendirilecektir. Sonrasında yapay zekâ sistemlerin hukuki statüsü ve hukuki nitelendirmesi üzerine güncel tartışma ve görüşlere yer verilecek, bir yapay zekâ sistemin hangi aşamadan sonra malvarlığı unsuru olmaktan çıkıp kişi olarak kabul edilebileceği insanlarla entegrasyonu yapılabilen, giyilebilen ve insanlarla birleştirilebilen yapay zekâ tabanlı organ ve araçlar perspektifinde incelenecektir. Son olarak günümüzün teknoloji alanında kabul gören “önce ateş et, sonra nişan al” yaklaşımının hukuk alanında olası yıkıcı etkileriyle çalışmamız sonlandırılacaktır. Çalışmamız sonucunda, yapay zekâ sistemlerin hukuki niteliğinin tespitinde sistemin sofistikeliğinden ziyade insanda bıraktığı izlenim ile sosyal ve ekonomik hayattaki psikolojik karşılığının önem taşıyacağı kanaatine varılmıştır. Ayrıca yapay zekâ teknolojilerinde telafi edici düzenlemelere odaklanmak yerine, yaratım aşamasında en baştan yasal müdahale yapılarak önleyici mekanizmalar üzerinde çalışılmasının daha kolay ve pratik olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Keywords : Yapay Zekâ, Hukuk, Kişilik, Sorumluluk, Tüzel Kişi