Abstract :2003 Selanik Zirvesi’nde Avrupa Birliği (AB), genişlemenin tüm Balkanları içine alacağını açıklamış olsa da, o tarihten bu yana Birliğin mücadele etmek zorunda kaldığı genişleme yorgunluğu, Avro krizi, mülteci krizi, Brexit, yükselen milliyetçilik ve popülizm gibi ekonomik ve siyasi sorunlar, genişlemeyi geri plana itmiştir. Bununla birlikte, Batı Balkan ülkelerinin AB üyelik umutlarının azalmaya başlaması, bölgede otoriter ve baskıcı uygulamaları artırmıştır. AB ise özellikle mülteci krizinin etkisiyle koşulluluk politikasını tutarlı biçimde uygulayamamış, böylece bölgedeki nüfuzu ve normatif gücü azalmaya başlamıştır. Batı Balkan ülkelerine sunulmuş olan üyelik perspektifi silikleştikçe bölge ülkeleri AB rotasından uzaklaşmakta ve Çin, Rusya ve Türkiye gibi aktörler bölgede etki alanını genişletmektedir. Özellikle Çin, finansör ve yatırımcı olarak giderek bölgedeki payını artırmaya başlamıştır. Çalışmanın amacı, Çin’in Batı Balkanlarda hangi politika ve araçlarla varlığını güçlendirdiğini araştırmak ve bunun AB-Batı Balkanlar ilişkileri açısından olası etkilerini analiz etmektir. Çalışma, Avrupa bütünleşme sürecindeki duraklamayla birlikte demokratik gerileme yaşayan Batı Balkanlar’da, Çin’in artan ekonomik etkisinin bölge ülkelerini Avrupa Birliği reform ajandasından uzaklaştırarak söz konusu gerilemeyi artırdığını savunmaktadır. Buna karşın, Çin Batı Balkan ülkeleri için AB’ye bir alternatif olmaktan uzaktır. Avrupa Birliği’nin, Batı Balkanlar’a karşı daha tutarlı bir koşulluluk politikası uygulaması ve bölge ülkelerinin üyelik perspektiflerini netleştirerek onları yeniden Avrupa rotasına çekebilmesi gerektiği düşünülmektedir. Keywords : Çin, Batı Balkanlar, Avrupa Birliği