Abstract :Borçlanma, genellikle gönüllük esasına tabi olan ancak zaman zaman cebrilik unsuru da taşıyan, borç verenlere faiz ve diğer adlarla bir takım menfaatlerin sağlandığı bir kamusal gelirdir. Devletin gelire duyduğu ihtiyacın şiddeti arttıkça borçlanmanın hacmi ve bu borçlanma sırasında taahhüt edilen menfaatlerde giderek artmaktadır. Borçlanma politikası doğru yönetilmez ise bir ülkenin mali iflasına neden olabilmektedir. Bu durumun tipik örneklerinden biri de Osmanlı İmparatorluğu’dur. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan başlayarak yükseliş döneminin sonuna kadar geçen dönemde gerçekten sağlam gelir kaynaklarına sahip olduğundan borçlanmaya neredeyse hiç başvurulmamaktaydı. Hatta Osmanlı İmparatorluğu söz konusu dönemde başka ülkelere borç veren bir devlet konumunda idi. Ancak, gerileme döneminin başlamasıyla beraber bu güçlü mali yapı giderek bozulmuş, fetihler azalmış, toprak sistemi çökmeye başlamış, para değer kaybetmiş ve savaşların finansmanı için borçlanılan bir döneme girilmiştir. Çalışmamızda gerileme döneminden itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun borçlanması iç ve dış borç itibariyle incelenecektir. İmparatorluğun incelenen dönemde hangi gerekçelerle iç ve dış borçlanma arasında tercihte bulunduğu, iç ve dış borçların nominal büyüklükleri, aynı dönemdeki savaşların ve ticari anlaşmaların borç bileşimini nasıl etkilediği ortaya konulacaktır. Çalışmada daha sonra Rüsumu Sitte (Altı Resim) idaresi ve Akabinde kurulan Duyunu Umumiye İdaresi’ni incelenecektir. Çalışma sonuç ve değerlendirme kısmıyla son bulacaktır. Keywords : İç Borç, Dış Borç, Osmanlı İmparatorluğu, Düyunu Umumiye