Abstract :Çevre temizlik vergisi, devletin sürdürülebilir kalkınmayı sağlama amacı yanında sağlıklı çevrede yaşama hakkı kapsamındaki koruma yükümlülüğünü gerçekleştirme amacına da hizmet eden bir mali yükümlülüktür. Devletin önemli görevlerinden biri kalkınmanın sağlanması iken diğer bir görevi de çevrenin korunmasıdır. Ekonomik ve sosyal bu iki görevin yerine getirilmesi sürdürülebilir kalkınma kavramıyla ifade edilen kalkınma anlayışı doğrultusunda politikalar geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için çevre sorunları biçiminde ortaya çıkan negatif dışsallıkların içselleştirilmesi gerekmektedir. Diğer vergilerin yanı sıra kullanıcı harçları kapsamında yer alan çevre temizlik vergisi de bu amaçla kullanılabilecek ekonomik araçlardan biridir. Bu vergi atık üreten konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların kullanıcılarından, kullanılan su miktarı ve bina gruplarına göre alınan bir vergidir. Önemli bir özellik olarak Kanunda vergi gelirlerinin yüzde yirmisinin çöp imha tesislerinin kurulmasında kullanılacağı belirtilmiştir. Sürdürülebilir kalkınma amacı doğrultusunda çevrenin korunmasına yönelik politikaların insan hakları hukuku kapsamında doğrudan ilgili olduğu hak, sağlıklı çevrede yaşama hakkıdır. Çevresel sorunların doğrudan mağduru olan kişiler bakımından bu hakkın ihlal edilmiş oluğu söylenebilecektir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’da güvence altına alınmış olan sağlıklı çevrede yaşama hakkına ilişkin olarak devletin negatif ve pozitif yükümlülükleri bulunmaktadır. Negatif yükümlülük, devletin bizatihi kendisinin hakka keyfi şekilde müdahale etmekten kaçınması gereğini ifade eder. Pozitif yükümlülükte ise devletin olumlu bir edimde bulunması gerekmekte olup koruma yükümlülüğü ve usul yükümlülüğü olarak ikiye ayrılmaktadır. Koruma yükümlülüğü, üçüncü kişilerden kaynaklanan müdahalelere karşı devletin bireyi koruması gereğine işaret eder. Bu bağlamda devletin gerekli düzenlemeleri yapması ve tedbirleri alması gerekmektedir. Negatif dışsallıkların içselleştirilmesi araçlarından biri olan çevre temizlik vergisi, sağlıklı çevrede yaşama hakkı bakımından devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirme yollarından biri olarak ortaya çıkmaktadır. Verginin amacı yanında, kamu gelirlerinin harcanmasında temel ilke olan adem-i tahsis ilkesine aykırı olarak, vergiden elde edilen gelirin bir kısmının çöp imha tesisi kurulmasında kullanılacağının belirtilmiş olması da devletin koruma yükümlülüğüne yönelik önemli bir düzenlemedir. Ancak koruma yükümlülüğünün tam olarak yerine getirilebilmesi için düzenleme yeterli olmayıp etkili bir biçimde uygulama da gereklidir. 2012 yılından itibaren uygulanmaya başlayan bireysel başvuru denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi, devletin, negatif dışsallıkların içselleştirilmesine ilişkin politikalarının hukuksal etkinliğini somut olaylar üzerinden denetleme imkânına kavuşmuştur. Keywords : Sağlıklı Çevre, Yaşama Hakkı, Devletin Koruma Yükümlülüğü, Çevre Temizlik Vergisi