- Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan Bilimleri Dergisi
- Vol: 3 Issue: 1
- Hak-Yükümlülük Bağlantısı Çerçevesinde Milli Egemenlik-İnsan Hakları İlişkisi: Hohfeld’in Hak Analiz...
Hak-Yükümlülük Bağlantısı Çerçevesinde Milli Egemenlik-İnsan Hakları İlişkisi: Hohfeld’in Hak Analizi Üzerinden 1921 Anayasası’nın Yapısal Devrimi
Authors : Osman Serkan Gülfidan
Pages : 1-18
Doi:10.51533/insanbilimleri.1022690
View : 12 | Download : 3
Publication Date : 2022-06-20
Article Type : Research
Abstract :Hak-yükümlülük arasındaki yapısal ilişkiye odaklanarak meseleyi Hohfeld’in analitik analizi ile izah etmeye gayret eden bu çalışma, demokratik egemenlik kabulünün sağladığı teorik zeminin hakların yapısını anlamak bakımından devrimci bir işlev gördüğünü ileri sürmektedir. Hak meşru bir talebin temelini oluşturur ve bir hakka sahip olmak başkalarından bir şeyler isteyebilecek bir konumda olmak anlamına gelir. Başka bir anlatımla, bir hak, basitçe hukuki bir ilişkinin diğer tarafına yöneltilmiş bir taleptir. Hak, bir hukuki ilişkide ilişkinin diğer tarafına yöneltilen talep ise "yükümlülük” de kaçınılmaz olarak o ilişkinin yapısında içkin bulunan bir unsurdur ve "hak” kavramı ile mecburi mütekabil bir ilişki içindedir: hukuki ilişkinin bir tarafı hak sahibi iken ilişkinin diğer tarafı ilgili hakka karşılık düşen yükümlülüğün (veya yükümlülüklerin) altındadır. Mütekabil yükümlülüğün bulunmadığı hallerde bir hakkın varlığından söz edilemez. Şayet ortada bir yükümlü bulunmuyorsa herhangi bir hak sahibi de mevcut değildir. Egemenlik kaynağını aşkın/uhrevi bir güçte yahut bir idarecinin şahsında (veya idarecinin mensup olduğu hanedanda) buluyor ise -idare edenler lehine işleyen eşitsizlik dolayısı ile- devlet ve birey arasında anılan yükümlülük ilişkisinin kurulamayacağı, ortada bir yükümlünün bulunmayacağı ve haliyle gerçek anlamda haklardan söz edilemeyeceği açıktır. Bu açıdan ele alındığında "Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir” hükmünü içeren 1921 Anayasası’nın ilk maddesinin ilk cümlesi hak-yükümlülük (hak sahibi-yükümlü) ilişkisinin ayakları üzerine dikileceği -devletin insan haklarının asıl yükümlüsü ve doğal koruyucusu olduğunun anlaşılmasını sağlayacak- temeli atmış olmakla devrimcidir.Keywords : Hak, Yükümlülük, Hohfeld Analizi, Milli Egemenlik