- Mülkiye Dergisi
- Vol: 39 Issue: 3
- Türk-Metal Üyesi İşçilerin 2015 Eylemleri: Metal Sektöründe Fabrika Rejimi Üzerine Mücadelelerin Tar...
Türk-Metal Üyesi İşçilerin 2015 Eylemleri: Metal Sektöründe Fabrika Rejimi Üzerine Mücadelelerin Tarihi Açısından Bir Değerlendirme
Authors : Onur TAŞTAN
Pages : 305-342
View : 8 | Download : 2
Publication Date : 2015-10-23
Article Type : Other
Abstract :Metal sektörü 2015 yılı Nisan ayından itibaren, Türkiye emek tarihinde benzeri az görülür bir mücadele ve eylem dalgasına tanık olmuştur. Eylemler üç ana talep etrafında sürdürülmüştür: 1) Ücret iyileştirmesi, 2) İşçilerin kendi temsilcilerini seçebilmesi, 3) Temsilciler ile eyleme katılanların iş güvencesi. Eylemlerin, yetkili sendikaya karşı gerçekleşmesinin ötesinde, sendika işyeri örgütlenmesi ve grup düzeyinde toplu sözleşme sistemi ile yakından ilişkisi bulunmaktadır. Türkiye’deki endüstriyel eylemler açısından oldukça radikal bir biçimde (fabrika işgali) gerçekleşen eylemler, verili toplu sözleşmenin değiştirilmesi gibi ayrıksı bir taleple, yetkili sendika kontrolünde ya da sendikaya rağmen değil, yetkili sendikayı tamamen karşısına alan bir seyir izlemiştir. İşyeri temsilcileri dâhil olmak üzere bir bütün olarak (yetkili) sendika aygıtı hedef alınmıştır. Bu çalışma, metal işçilerinin eylemlerinin incelenebilmesi için, üretim noktasındaki sınıf ilişkilerine odaklanmayı ve eylemleri Michael Burawoy’in kavramıyla fabrika rejimi üzerine verilen bir mücadele olarak incelemeyi önermektedir. Toplu pazarlığın kurumsallaştığı 1963 sonrası dönemi dikkate alacak bir tarihsel inceleme yoluyla, yaşanan eylemlerin, 1980 darbesi sonrasında sektördeki sendikalı işyerlerinde kurulmuş olan fabrika rejimine karşı bir içerik taşıdığı gösterilmeye çalışılacaktır. Metal sektöründeki özel işletmelerde, 1963-1980döneminde Türkiye Maden-İş’te cisimleşen işçi hareketi ile işverenler arasında gerçekleşen mücadelelerin iki kritik boyutu bulunmaktadır: Bunlar işyerinde güçlü bir sendikal örgütlenme ile ücret sistemidir. MESS’in işçi hareketine karşı yıllar içinde geliştirdiği stratejinin ana hatları şöyle ifade edilebilir: 1) Emeğin denetimini sağlayacak biçimde ücret sisteminin yeniden yapılanması 2) Ücretlerdeki yeniden yapılanmanın toplu sözleşme ölçeğinindeğiştirilmesi aracılığıyla sektör düzeyinde tesis edilmesi ve nihayet 3) emeği kontrol eden bir sendikal örgütlenmenin hem sektör hem de işyeri düzeyinde biçimlendirilmesi. Fabrika rejiminin bu iki boyutu, Nisan 2015 tarihinde başlayan eylemlerde tekrar karşımıza çıkmıştır. Eylemlerde ifade edilen talepler, işçilere yabancılaşmış bir sendikal örgütlenmeye karşı yeni bir işçi örgütlenmesi yönünde güçlü bir yönelimi içermektedir. Yetkili sendikaya karşı tepki, toplu iş sözleşmesindeki başarısızlığının ötesinde, sendika işyeri temsilcilerinin işyerlerindeki konum ve işlevini de hedeflenmiştir. İşyerinde demokratik ve güçlü bir sendikal örgütlenme şeklindeki bu yönelim, işyeri işçi örgütlenmesinin fabrika rejimi içerisindeki rolünü değiştirmeye yönelik bir çaba olarak anlaşılmalıdır. Eylemlerin, grup düzeyinde toplu sözleşme sisteminde, kökü sektördeki sendikal rekabete dayanan bir aksaklık sonucu patlak vermesi, sektördeki pazarlık sisteminin işçi hareketini kontrol etmek üzere kurgulanmış niteliği açısından önemli bir tartışmayı gündeme getirmektedir.Keywords : Fabrika Rejimi, sendika işyeri temsilcisi, toplu pazarlık, endüstri ilişkileri, işçi eylemleri.