- AKRA Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
- Vol: 4 Issue: 9
- ÂŞIK VEYSEL’İN ÂŞIKLIK GELENEĞİ İÇERİSİNDEKİ YERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
ÂŞIK VEYSEL’İN ÂŞIKLIK GELENEĞİ İÇERİSİNDEKİ YERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Authors : Esma ŞİMŞEK
Pages : 117-126
Doi:10.31126/akrajournal.328241
View : 14 | Download : 3
Publication Date : 2016-05-01
Article Type : Research
Abstract :Temeli, İslâmiyet Öncesi dönemdeki ozanlık geleneğine kadar dayanan halk şairliği, 15. asrın sonlarından itibaren "âşık” terimi ile anılmaya başlamıştır. 16. asırdan günümüze kadar gelişerek ve değişerek devam eden âşıklık geleneği; Karacaoğlan, Ercişli Emrah, Âşık Ömer, Gevheri, Dadaloğlu, Şenlik, Ruhsâtî, Murat Çobanoğlu vs. gibi birçok ismi edebiyatımıza kazandırmıştır. Bu önemli isimlerden biri de Âşık Veysel’dir. Bu yazıda, şiirlerinden birçoğu türkü ve şarkı olarak bestelenip söylenen Âşık Veysel’in, gelenekteki yeri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bilindiği gibi âşıklar arasında, geçmişten günümüze süregelen bazı uygulamalar vardır. Bunlar, çoğunluk tarafından kabul gördüğü için gelenek hâline gelmiş ve zamanla bir "âşıklık geleneği” oluşmuştur. Âşıklık geleneği; saz çalma, mahlâs alma, bâde içme / rüya sonrası âşık olma, usta- çırak ilişkisi, âşık karşılaşmaları/atışma, leb-değmez söyleme, muamma sorma, tarih bildirme ve "dedim-dedi” tarzı şiir söyleme gibi icralardan oluşmaktadır. Âşık Veysel’in sanatçılık yanı, bu maddelere göre araştırıldığında; saz çalma, mahlâs alma, kısmen usta-çırak ilişkisi (kısmen) ve tarih bildirme konularında âşıklık geleneğine uymasına karşılık; onun rüyada pîr elinden bâde içmediği, lebdeğmez, muamma, atışma ve soru cevap şeklinde "dedim-dedi” tarzı şiir söyleme özelliklerine sahip olmadığı görülmektedir.Keywords : Âşık Veysel, âşık, saz, âşıklık geleneği