ŞEYBÂNÎ ÖZBEK HANLARI VE NAKŞİBENDÎLİK
Authors : Abdulkadir Macit
Pages : 5-22
View : 12 | Download : 5
Publication Date : 2014-12-01
Article Type : Other
Abstract :Mâverâünnehir ikliminde XVI. yüzyıl, dini/tasavvufî hayat ile siyasî hayatın iç içe geçtiği bir dönem olmuştur. Bu çerçevede Özbeklerin, Şeybânî Hanlığı (906-1007/1500-1599) içinde mutasavvıflarla sıkı bir etkileşim halinde bulundukları görülmektedir. Bu etkileşim ilk zamanlar Ahmed Yesevî sonraları ise ağırlıklı olarak Nakşibendî şeyhi Hoca Ubeydullah Ahrar (ö. 895/1490) ve müridleri mihverinde gerçekleşmiştir. Bu güçlü iletişim Nakşibendîliğin, Şeybânîlerin XVI. asır boyunca siyasî, dinî, ilmî, hukukî hatta iktisadî hayatında derin bir etki bırakmıştır. Hatta bu şeyhlerin hanlığın yönetimine müdahale edecek kadar güçlü bir konuma geldiği anlaşılmaktadır. Mevzubahs ettiğimiz bu yakınlığın kuşkusuz birtakım dini ve siyasi sâikleri mevcuttur: Bu noktada evvela vurgulanması gereken husus, Sünnî Müslümanlığı temsil eden Özbekler’in Orta Asya halklarının manevi hayatlarında etkin bir güç olan Bahauddîn Nakşibend ve Ahmed Yesevî’ye büyük bir saygı beslemeleridir. Dikkate layık ve üzerinde durulmaya değer diğer bir husus da, Sünnilik ve Şiîlik rekabetinin Fatımiler’den sonra ikinci defa Özbek-Safevî mücadeleleriyle siyasi boyut kazanmış ve tüm hızıyla yüzyılı aşkın bir süre devam etmiş olmasıdır. Nitekim Sünnî eğilimli bu tarikata mensup Şeybânîler, Şiî mezhebinden olan ve Şiîliği resmi devlet dini olarak tanıyan Safevîler’e karşı bu mezhebi bir sığınak olarak görmüşlerdir. Bu sebeple de bu tarikatın sağlamlaşarak örgütlenmesiyle oluşan sosyal yapısı kendileri için Orta Asya’dan İslam dünyasına uzanan koridor oluşturması açısından mühim bir güç oluşturmuştur.Keywords : Şeybânîler, Özbekler, Nakşibendîlik, Safevîler, Şia.