- Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 59 Issue: 59
- İlk Dönem Tecvid Eserlerinin Teşekkülünde Lahn Olgusunun Etkisi
İlk Dönem Tecvid Eserlerinin Teşekkülünde Lahn Olgusunun Etkisi
Authors : Emrullah Tuncel
Pages : 105-129
Doi:10.15370/maruifd.846120
View : 6 | Download : 3
Publication Date : 2020-12-24
Article Type : Research
Abstract :Lahn olgusunun Kur’an’ın harekelenmesinde ve noktalanmasında (i‘câm) dönemin âlimlerini harekete geçiren öncelikli bir etken olduğu ehlince bilinmektedir. Zira tarihî veriler, gitgide yaygınlaşan bu olgu karşısında hem ümerânın hem de ulemanın bigâne kalamadığını ve bunu önlemeye dair literatürde naktu’l-mushaf veya dabtü’l-mushaf gibi kavramlarla özetlenen bir dizi uygulamalara yöneldiklerini göstermektedir. Aynı şekilde Arap dilinin kurallarının tespit edilerek nahiv ilminin tedvin edilmesinde ve lügat çalışmalarının hızlanarak sözlüklerin telif edilmesinde de lahni önleme amacının ön planda olduğu açıktır. Bununla birlikte hicri 4. asırda Ebû Müzâhim el-Hâkânî (ö. 325/937) ile kısmî olarak başladığı görülen ve hicri 5. asra gelindiğinde, alanın müstakil eserleri olarak temayüz eden tecvid müellefâtının teşekkülünde de lahn olgusu son derece etkili olmuştur. Bu durum makalemizde, ilk dönem tecvid eserlerini oluşturan Hâkânî’nin el-Kasîdetü’r-râiyye, Saîdî’nin (ö. 410/1020 [?]) et-Tenbîh ale’l-lahni’l-celî ve’l-lahni’l-hafî, Mekkî b. Ebî Tâlib’in (ö. 437/1045) er-Riâye li-tecvîdi’l-kırâe ve tahkîki lafzi’t-tilâve, Ebû Amr ed-Dânî’nin (ö. 444/1053) et-Tahdîd fi’l-itkân ve’t-tecvîd ve Abdülvehhâb el-Kurtubî’nin (ö. 461/1068) el-Mûdıh fi’t-tecvîd adlı eserleri üzerinden temellendirilmeye çalışılmıştır. Bu eserlerin takip ettikleri yöntem, başlıklandırma tercihleri, mukaddimeleri ve muhtevaları incelendiğinde, tecvidin tedvin edilmesinde söz konusu müellifler için muharrik olan etkenin, toplumdaki lahn olgusunun yerleşik bir hâl alması olduğu görülmektedir. Bu makalede, mezkûr tecvid otoritelerinin gitgide yaygınlaşan lahn olgusu (feşvü’l-lahn) karşında, tedvin ettikleri öncü eserlerle ne tür önlemler almaya çalıştıkları ve Kur’an kıraatinde cereyan eden lahne karşı kari ve mukrîleri hangi usullerle uyarmaya gayret ettikleri, yine alanın klasikleri hükmündeki söz konusu eserler çerçevesinde ele alınmıştır. Bu bağlamda genelde tecvidin, özelde ise lahnin ortaya çıkışına dair tarihî, dilsel veya sosyal sebepler hakkında detaya girilmemiş, daha çok söz konusu eserlerdeki somut kelimeler/örnekler veya ifadelerden hareketle bir temellendirilmeye gidilmiştir. Tarihî bilgi bağlamında ise sadece Endülüs halkının sosyo-kültürel durumuna kısaca değinilmiştir. Zira çalışmanın kaynağı olan söz konusu eserlerin çoğunluğunu ve en kapsamlı olanlarını Endülüs ulemasının telif ettiği eserler oluşturduğu için bu bağlamda o dönemin Endülüs toplumunda hatalı okuyuşların ziyadeleşmesinin ve buna mukabil olarak da mezkûr eserlerin kaleme alınmasının temel dinamiklerine kısa bir atıf yapılmıştır. Ancak bu çalışmanın asıl amacı, lahn olgusuna tarihsel verilerden hareketle işaret etmek değil, ilk dönem tecvid eserlerindeki somut örneklerden hareketle toplumdaki okuyuş hatalarının panoramik bir fotoğrafını çekebilmek ve bu fotoğrafın, bugünün okuyuş hatalarıyla olan benzerliğine veya farklılığına dair çıkarımlarda bulunabilmektir. Binaenaleyh bu çalışmada tecvide dair müstakil eserlerin kaleme alındığı hicri 4. ve 5. asırlarda, Kur’an tilaveti esnasında Müslümanlar arasında pratikte ne tür hataların görüldüğünün ve bu hataların bugünün Kur’an okuyucularında devam edip etmediğinin ortaya konulması hedeflenmiştir. Yukarıda zikredilen referans eserler dikkatle incelendiğinde, Kur’an okuyucuları arasında o dönemde cari olan hataların çoğunlukla mahreç veya sıfat itibarıyla birbirinin aynı olan veya birbirine yakın olan harflerin yan yana gelmesinden kaynaklanan hatalar olduğu müşahede edilmiştir. Ayrıca bu tür durumlarda söz konusu eserlerin müelliflerinin okuyucuyu ses aktarımı hatası diyebileceğimiz durumlara karşı uyardıkları görülmüştür. Bu minvalde harflerin seslerinin birbirine karıştırılmamasına (tahlîs), birbirlerinden tefrik edilerek net bir şekilde telaffuz edilmelerine (beyân/tefkîk) ve bunu yaparken de her türlü aşırılıktan (şiddet/tekellüf) kaçınmak gerektiğine dair örnek kelimeler üzerinden uyarılar yapıldığı, bu uyarıların bazılarında ise Kur’an okuyucularının sadece lafzı değil, manayı da değiştirebilecek hatalara karşı ayetlerden mukayeseli örnekler zikredilmek suretiyle uyarıldığı görülmüştür.Keywords : kıraat, tecvid, lahn, kari, mukrî, ta‘lîm, hicri 5. asır