- Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 59 Issue: 59
- "Kendim Yazdım Kendim Yaktım": Ebû Hayyân et-Tevhîdî’nin (ö. 414/1023) Kitaplarını İmhası...
"Kendim Yazdım Kendim Yaktım": Ebû Hayyân et-Tevhîdî’nin (ö. 414/1023) Kitaplarını İmhası
Authors : Hikmet Yaman
Pages : 31-49
Doi:10.15370/maruifd.846113
View : 6 | Download : 2
Publication Date : 2020-12-24
Article Type : Research
Abstract :İslâm tarihinin erken yüzyıllarında kitap ve kütüphane sevgisi bakımından Müslümanların hangi mümeyyiz vasıflara sahip oldukları düşünce tarihi kaynakları tarafından tafsilatlı bir biçimde işlenmiştir. Örneğin Abbâsî halifesi Me’mûn’un (ö. 218/833) kitapları için de muhkem ve sakin bir barınak olan Beytülhikme’yi kurarken civar ve uzak diyarlara düzenlediği seferler sırasında ve de oralara gönderdiği kitap simsarları vasıtasıyla, söz konusu yerlerdeki nadir ve nadide kitapları elde edip kurduğu bu müessesenin kütüphanesine kazandırabilmek adına nasıl benzersiz cömertliklerde bulunduğu bu kaynaklarda tekrar tekrar anlatılır. Elde ettiği bu kitapların Arapçadan başka dillerde yazılmış olanlarının muhtevasına hakkıyla nüfuz edebilmek için yetkin mütercimler işe aldığı, kitaplara ve içeriklerine verdiği bu değeri tescilleme bağlamında devasa bütçeler tahsis ederek müstensihler, mücellitler, verrâklar ve daha nice kitap hizmetkarlarının maliyetini cömertçe karşıladığı takdirle kaydedilir. Benzer bir biçimde erken dönem İslâm düşüncesine dair ilmî kaynaklarda Benû Musa’nın, özellikle de Ebû Ca‘fer Muhammed b. Musa’nın (ö. 259/873), nasıl tutkulu bir aşk ve gayretle Beytülhikme’deki kitaplarla haşır neşir olarak ömürlerini geçirdikleri ve başka dillerde daha önce üretilmiş kıymetli eserlerin Arapçaya tercüme edilerek Müslüman okuyucuların hizmetine sunulabilmesi için nasıl tarifsiz fedakarlıklara katlandıkları efsanevi bir şekilde rivayet edilir. Beytülhikme’nin kütüphanesini daha da zenginleştirebilmek adına bütün imkân ve enerjilerini seferber ettikleri, Huneyn b. İshâk (ö. 260/873) ve Sâbit b. Kurre (d. 288/902) gibi üstün maharet ve kabiliyet sahibi mütercimler bulup onları istihdam edebilmek için nasıl gayretle çalıştıkları sitayişle aktarılır. Ancak Müslüman muhitlerde böylesine değerli bir nimet olarak görülen kitap bazen de ortadan kaldırılması gerektiği düşünülen zararlı bir metaa dönüştürülebilmiştir. Bu tarihî süreç içerisinde bazen münferit kitaplar imha edilmişken bazen de kitaplar kolektif olarak yok edilmiştir. Erken dönem İslâm tarihi kaynaklarındaki veriler itibarıyla iki türlü kitap imhasıyla muhatap olmaktayız: Başkalarının organizasyonuyla icra edilen imhalar ve kitabın bizzat müellifi tarafından gerçekleştirilen imhalar. Birinci türdeki imhalar yazara veya eserindeki malumat ve yorumlara yönelik bir çeşit cezalandırma girişimidir. Söz konusu yazarın ilgili sunumlarının insanların itikadını bozup kafalarını karıştırdığı ve bu durumun da toplumda huzursuzluk ve kargaşaya sebep olduğu iddia edilmektedir. Bu iddialar siyasi ideolojilerle ilişkili olabildiği kadar dinî ve mezhebî görüşlerle de irtibatlı olabilmektedir. İkinci türdeki imhaların ise daha bireysel ve biricik gerekçelendirmeleri vardır. Bir müellif nasıl olur da emeğini ve ömrünü harcadığı kitaplarını ortadan kaldırmak isteyebilir? Bir yazarı böylesine bir mecraya sürükleyen saik ve sebepler neler olabilir? Bu çalışmamız işte bu gibi sorulara cevap aramak üzere çıkılan bir yolculuktur. Erken dönem İslâm düşünce tarihinden seçtiğimiz yetkin örnekler üzerinden kendi kitaplarını imha ettikleri kaydedilen ilim insanlarının bu teşebbüslerinin bağlamlarını ve arka planlarını açıklığa kavuşturup bütün bu sürece olabildiğince çok boyutlu perspektiflerden yaklaşmaya çalışmaktayız. Araştırma verilerimizin bize gösterdiğine göre modern zamanlarda İslâm düşünce tarihi çalışma sahasında bu spesifik mevzuya tahsis edilerek üretilen müstakil bir çalışma yoktur. Dolayısıyla bu çalışma bu mevzuda sonraki araştırmalar için de akademik bir zemin oluşturmayı ümit etmektedir. Çalışmanın ilk kısmında İslâm düşünce tarihi kaynaklarında kendi kitaplarını imha ettikleri kaydedilen erken dönem Müslüman ilim insanları arasından beş şahsiyete işaret edilmiştir: Ebû Amr b. el-Alâ (ö. 154/771), Davud et-Tâî (ö. 165/781), Süfyân es-Sevrî (ö. 161/778), Yusuf b. Esbât (ö. 196/811-2) ve Ebû Süleyman ed-Dârânî (ö. 215/830). Birbirlerinden farklı ilim dallarında temayüz etmiş olan bu âlimlerin ortak özellikleri hayatları esnasında kendilerine mahsus sebeplerle kitaplarını imha etmiş olmalarıdır. Aşağıdaki sayfalarda bu ilim insanlarının kitaplarını ortadan kaldırma kararlarında hâkim müessir sebeplerin neler olduğu irdelenmiş, hangi psikolojik şartlarda bu fiillerini gerçekleştirdikleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu teşebbüsleriyle kendi bireysel dindarlık anlayışlarının ilişkisi tartışma konusu edilmiş, onların bilgi tasavvurları ve bilgiden beklentileri bu bağlamda ele alınmıştır. İlk bakışta oldukça masum bir gayret gibi gözüken kitap yazma meşguliyeti ve kitap edinme arzusunun bu ilim insanları nezdinde zamanla nasıl da bir çeşit bağımlılığa varan bir dünyevileşme sürecine dönüştüğü şeklindeki kanaat tahlil edilmiştir. Bilgi ve dinî tecrübe arasında kurdukları ilişki incelenmiş bu ilişkiye kendi bireysel dindarlıkları açısından nasıl yaklaştıkları izah edilmeye çalışılmıştır.Keywords : Kitap imhası, kitabın fonksiyonu, bilgi, dindarlık, dünyevileşme kaygısı, Ebû Hayyân et-Tevhîdî