- Marmara Coğrafya Dergisi
- Issue: 2
- İSTANBUL ADALARI’NDA KORUNMASI GEREKEN TARİHÎ DOKU: BÜYÜKADA ÖRNEĞİ
İSTANBUL ADALARI’NDA KORUNMASI GEREKEN TARİHÎ DOKU: BÜYÜKADA ÖRNEĞİ
Authors : Nuriye Garipağaoğlu
Pages : 75-94
View : 9 | Download : 3
Publication Date : 2013-10-09
Article Type : Research
Abstract :Marmara Denizi’nin kuzeydoğusunda iki sıra halinde konumlanan İstanbul Adaları, Kocaeli penepleninin su üstünde kalmış parçalarıdır. Akdeniz ikliminin hakimiyetinde olan Adalar, daha ziyade Akdeniz vejetasyonuyla temsil edilmektedir. Çeşitli dönemlerde değişik isimlerle tanınmış olan İstanbul Adaları’nın en büyüğü Büyükada’dır. Diğer adalar gibi burası da tarih içerisinde daha çok bir dinlenme yeri olarak rol oynamıştır. Kimi zaman Prenslerin, soyluların, imparatorların, keşişlerin ve rahiplerin sürgün ve sığınma yeri olmuştur; kimi zaman da dinlenmek, eğlenmek ve ilham için aranan bir mekan olmuştur. Büyükada’nın yerleşme tarihinde manastırların önemli bir yeri vardır. Ancak yerleşim çok daha eski tarihlere dayanmaktadır. Osmanlı döneminde ise, uzun zaman önemli bir yerleşme alanı olmamıştır. Bu dönemde daha çok yabancılar ve İstanbul azınlıkları için sayfiye yeri olarak kalmıştır. Bu gün Ada’nın kuzeyinde yoğunlaşan yerleşim, Osmanlı döneminde başlamış, 19. yüzyılın ikinci yarısında hızla artmıştır. En eski eserler Osmanlı mimarlığının çeşitli örnekleri olup, bir kaç yüzyıllık bir tarihi vardır. Bunlar içinde bulunduğu dönemin dini ve sivil mimarisinin birer simgeleridir. 19. Yüzyıla ait ev, köşk ve yalıların yerini 1950’den itibaren betonarme binalar almaya başlamıştır. Bu eserlerin bir çoğu ise bakımsızlık nedeniyle yıkılmıştır. Her ne kadar Büyükada Kültür ve Turizm Bakanlığınca Sit alanı ilan edilmiş ve geçici yapılanma koşulları belirlenmiş ise de, buna uyulmamıştır. Zaman içerisinde tarihi doku bir taraftan yok edilirken, diğer taraftan da bu dokuyla uyuşmayan betonarme binalar hızla inşa edilmiştir.Keywords : .