- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 10 Issue: 1
- HAÇLI SEFERLERİNDE BUĞDAY TİCARETİ ve AMBARGO
HAÇLI SEFERLERİNDE BUĞDAY TİCARETİ ve AMBARGO
Authors : Nadir Karakuş
Pages : 31-55
Doi:10.46353/k7auifd.1246846
View : 21 | Download : 25
Publication Date : 2023-06-30
Article Type : Research Article
Abstract :Tarihin eski devirlerinden beri insanların temel gıdası, buğday ve onun yan ürünleri olmuştur. Bundan dolayı da büyük devletler buğdayı elde edebilmek için savaşlar verdikleri gibi rakiplerine buğday ambargosu da uygulamaktan geri kalmamışlardır. Roma İmparatorluğu Kuzey Afrika’nın buğdayı için Kartaca ile savaşmış, Hz. Muhammed Yemâme’nin buğdayı üzerinden uyguladığı ambargo ile Mekke müşriklerine geri adım attırabilmiştir. Buğdayın temininde yaşanan sıkıntılar, büyük devletleri bazı krizlerle baş başa bırakmıştır. Bizans İmparatorluğu, 640-642 yılları arasında Mısır’ı Müslüman fatihlere terk etmek zorunda kalınca buğdayını buradan temin ettiği için ciddi bir kriz yaşamıştır. Buğdayın kıt olmasından dolayı da Doğu Afrika’daki Nûbelilerin, her yıl Kahire yönetimine 360 köle verip karşılığında mısır ve buğday almaları ise bu konuyu oldukça ilginç hale getirmiştir. Büyük devletler ve güçler, yeri gelince buğday ambargosu ile itaat altına alınabilmiştir. Osmanlıların, Akdeniz’in en büyük deniz gücü Venediklileri, Anadolu buğdayı ile itaat altına almaları ise bu konuya verilecek en çarpıcı örneklerden birisidir. 1095-1291 yılları arasında Suriye, Filistin ve Mısır bölgelerinde devam eden Haçlı seferleri, açlık ve kıtlık ile de gündeme gelmiştir. Bu durum da buğday ekiminin ve ticaretinin devam etmesi için düşman tarafları bir araya getirebilmiş, zaman zaman da aralarında buğday savaşları yaşanmıştır. Kudüs Kralı I. Baudouin ile Dımaşk Atabegi Tuğtegin arasında buna örnek sıra dışı ilişkiler yaşanmıştır. Kudüs Haçlı Krallığı Filistin’in çorak topraklarından dolayı Suriye’nin buğdayına ihtiyaç duymuştur. Bundan dolayı da Dımaşk Atabegliği ile sıcak ilişkiler kurmaya özen göstermiştir. Savaşın kızıştığı anlarda ise tarafların birbirlerine uyguladıkları buğday ambargoları sonucu belirlemiş, öyle ki açlık kale ve şehirlerin düşmesine dahi sebep olmuştur. Haçlıların Suriye ve Filistin’de tutunmalarında Kıbrıs’ın buğdayı önemli bir etken olmuş, Bizans’ın ilk zamanlarda yaptığı zahire yardımları onları açlıktan kurtarmıştır. Üçüncü Haçlı Seferi ile birlikte bu önemli ada Haçlıların eline geçince, buğday açısından da bir kazanım olmuştur. Öte yandan ele geçirilen yerlerden elde edilen buğday dolu depolar, zapt edilen şehirler kadar burasını ele geçirenleri de sevindirmiştir. Bu süreç bazı zenginleri de ön plana çıkarmış, buğday ticaretinden kesesini dolduran kimseler gücün de sahibi olabilmiştir. Kilikya Ermenilerinin kontrolündeki bereketli Çukurova’nın zahiresi, Adana ve Tarsus’taki İtalyanlar ve yerli tacirler tarafından ihraç edilmiş ve onları zengin etmiştir. Bölgedeki buğday ekiminin zarar görmemesi için gayret sarf edenler Haçlılardan ziyade Müslüman idareciler olmuştur. Artuklu Belek, isyan eden Gerger Ermenilerini cezalandırmakla birlikte, onları Hanzit’e sürerek burada kendilerine topraklar tahsis etmiş, hatta kendilerine tohum dağıtarak tarımın sekteye uğramasının önüne geçmiştir. Haçlı seferleri buğday ticaretinden zengin olan ayrıcalıklı bir zümreyi de oluşturmuştur. Bunlar arasında İtalyan tüccarları ve şövalye tarikatlarını görüyoruz. İstanbul’a buğday taşıyan Cenevizliler Bizans’a istediklerini yaptırmışlar, Venedikliler Girit ve Foça’dan ihraç ettikleri buğday ile güçlerinin zirvesine ulaşmışlardır. Birbirleri ile rekabet etmeye başlayınca da Sakız’ın buğdayını Cenevizliler, Girit’in buğdayını ise Venedikliler tekellerine alarak bir orta yol bulmuşlardır. Şövalye tarikatları ise kutsal savaşa verdikleri destek yanında yaptıkları buğday ticareti ile de ön plana çıkmışlardır. Sicilya’daki Alman Hostenhaufen hânedanı ile yaşanan gerginlikten sonra, buraya daha sonra hâkim olan Fransız Anjou hanedanından elde ettikleri buğday ticaretine mahsus ayrıcalıklarla zenginliklerini artırmışlardır. Tapınakçılar buğday ticareti ile zenginliklerini artırırken, Hospitalier şövalyeleri Rodos’ta ve üçüncü tarikat olan Tötonlar, Baltık bölgesinde buğday ticareti ile de isimlerinden bahsettirmişlerdir. Öte yandan Sicilya buğdayı daha sonraları Barselona’yı beslediği gibi yeni zahire tâcirleri ortaya çıkarmış, Katalan tüccarlar bu işten pek çok para kazanmıştır. Napolyon’un dediği gibi ordular mideleri üzerinde yürümüşler ve bu gerçek Haçlı seferleri esnasında tüm çıplaklığı ile bir kez daha görülmüştür. Bu makale etkin ve başarılı tarım politikalarının, devletlerarası ilişkilerde oynayacağı belirgin ve etkin rolü de dikkatlerimize sunmuştur.Keywords : İslâm Tarihi, Buğday, Ambargo, Ticaret, Haçlılar, Kıtlık, Islamic History, Wheat, Embargo, Trade, Crusaders, Famine