- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 9 Issue: 1
- ARAP DİLİ LİTERATÜRÜNDE LAḤN OLGUSUNUN TESPİT VE TASHÎHİNDE KULLANILAN KAYNAKLAR
ARAP DİLİ LİTERATÜRÜNDE LAḤN OLGUSUNUN TESPİT VE TASHÎHİNDE KULLANILAN KAYNAKLAR
Authors : Ali Sevdi
Pages : 355-383
Doi:10.46353/k7auifd.1083103
View : 11 | Download : 8
Publication Date : 2022-06-30
Article Type : Research
Abstract :Morfolojik cihetiyle لحَنَ يَلْحَنُ fiilinin mastarı olan "اللَّحْنُ /el-laḥn kavramı, leksikografikte nağme, beste, ezgi, melodi, kulağa hoş gelen ahenkli ses; hatalı konuşmak ve başkasının anlamayacağı şekilde kapalı ve rumuzlu konuşmak şeklinde farklı anlamlara gelmektedir. Söz konusu kavram Arap dili terminolojisinde ise fasih Arapçanın zıddı olarak nitelendirilip harflerin veya lafızların telaffuzunda; kelimelerin anlam ve kullanımlarında; cümlenin oluşumunda ve irapta/harekelerde hata etmeyi ifade etmektedir. Kısaca dildeki hatalı kullanım olarak tanımlanabilecek laḥn olgusu, çok yönlü olarak irdelenmesi gereken bir mevzudur. Bu çalışmada Arap Dili Literatüründe Laḥn Olgusunun Tespit ve Tasḥîḥinde Kullanılan Kaynaklar konusu incelenmiştir. İnsanın alamet-i farikasından biri olan dilin doğası gereği yaşayan bir varlık olarak gerek kültürel gerek ekonomik gerekse teknolojik gelişmelere bağlı olarak sürekli bir değişim halinde olduğunu ele almak tartışmadan varestedir. Fonksiyonel olarak dil, hayatın en canlı parçası, edebiyatın ve milli kültürün temel unsuru olup insan hayatında önemli bir yere sahiptir. Bunların yanı sıra iletişim ve ifade aracı olarak da yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı gibi özelliklere haizdir. Bu özellikleri sebebiyle de halklar, onun doğru bir şekilde gelişmesine ehemmiyet atfetmişlerdir. İslâm öncesi dönemde sahip oldukları fesahat ve belagat yönleriyle mümtaz bir yere sahip olan Araplar, bariz bir şekilde dil ve edebiyatı her şeyin üstünde tutmakla birlikte bunu bir gurur kaynağı olarak addetmişlerdir. Atalarından miras aldıkları fıtratla, hangi sözün hangi manaya delalet ettiğini rahatlıkla anlarlardı. Selikayı düzeltecek veya güçlendirecek herhangi bir gramer kuralına ihtiyaç duymuyorlardı. İslâmiyet’le birlikte – özellikle fetihler neticesinde insanların gruplar halinde akın akın İslâm’a girmesiyle - Arapların birçok yabancı kültürle iletişime geçmeleri, neredeyse toplumun her kesiminde ve birçok farklı alanda yaygın bir şekilde Arap dilinde laḥn/hatalı kullanımlar baş göstermeye başlamıştır. Bu durum ilk olarak dönemin ilim adamlarının nezdinde Arap gramer iminin temelinin atılmasında ve sözlük çalışmalarının başlamasında başrol oynadığı bilinmektedir. Fakat II/VII. yüzyılın ortalarından itibaren lügat ve gramer gibi çalışmalarının da yeterli olmadığı ve laḥn olgusunun yaygınlaşmaya devam etmesi üzerine hatalı kullanımların tespiti ve tashihine yönelik "Laḥnu’l-âmme, Laḥnu’l-hâṣṣe, Mâ telḥanü fîhi’l-ʿamme, Laḥnu’l-avâm ve laḥnu’l-havâṣ” gibi başlıklar altında birçok eser kaleme alınmıştır. Alî b. Hamza el-Kisâî’nin (öl. 189/805) Mâ telḥanü fîhi’l-ʿavâm’ı başta olmak üzere İbnü’s-Sikkît’in (öl. 244/858) Iṣlâḥu’l-manṭık’ı; Mufaddal b. Seleme’nin (öl. 290/903) Mâ telḥanü fîhi’l-ʿamme’si; Ebü’l-Abbâs Sa‘leb’in (öl. 291/904) Kitâbü’l-Faṣîḥ’i; İbn Hâleveyh el-Hemedânî’nin (öl. 370/980) Leyse fî kelâmi’l-ʿArab’ı; Ebû Bekr ez-Zübeydî’nin (öl. 379/989) Laḥnü’l-ʿavâm’ı; İbn Mekkî’nin (öl. 501/1108) Tes̱ḳīfü’l-lisân’ı; Ebû Muhammed el-Harîrî’nin (öl. 516/1122) Dürretü’l-ġavvâṣ fî evhâmi’l-ḫavâṣ’ı; Ebû Mansûr el-Cevâlîkî’nin (öl. 540/1145) Tekmileti ıṣlâḥı mâ taġleṭu fîhi’l-ʿâmme’si; İbn Hişâm el-Lahmî’nin (öl. 577/1181) el-Medḫal ilâ taḳvîmi’l-lisân’ı; İbn Berrî el-Makdisî’nin (öl. 582/1187) Ġalaṭü’ḍ-ḍuʿafâʾ mine’l-fuḳahâʾsı; İbnü’l-Cevzî’nin (öl. 597/1201) Takvimü’l-lisân’ı ve Ebü’s-Safâ es-Safedî’nin (öl. 764/1363) Taṣḥîḥü’t-taṣḥîf’i gibi eserler bu sahada yazılmış bazı önemli çalışmalardır. Arap dilinde laḥn olgusunun tespiti ve tashihi konusunda son zamanlarda da bazı eserler kaleme alınmıştır. Muhammed Ali ed-Dusûkî’nin, Tehẕîbü’l-elfâẓi’l-‘âmmiyye’si; Es‘ad Halîl Dâğir’inin, Teẕkiretü’l-kâtib’ı, Salâhuddîn ez-Ze’balâvî’nin, Aḫtâunâ fi’s- ṣuḥûf ve’d-devâvîn’ı; Abdulkâdir el-Mağribî’nin, Asarâtü’l-lisân fi’l-luga’sı; Muhammed el-Adnânî’nin, Mu‘cemü’l-ağlâṭi’l-luğaviyye el-muâṣıra’sı ve Şevkî Dayf’ın, Taḥrifâtü’l-‘âmmiyye li’l-füṣḥâ’sı gibi eserler bu bağlamda öne çıkan bazı önemli çalışmalardır. Söz konusu müellifler müşahede ettikleri hataları tespit ve tashih ederken gelişi güzel değil de bazı kaynaklara dayanarak sahih formatını kanıtlamaya çalışmışlardır. Kişiden kişiye niceliği ve niteliği değişmekle birlikte söz konusu kaynaklar genel anlamda Arap şiiri, Kur’ân-ı Kerîm, kırâatler, hadisler, fasih Arap nesri, ilgili kelimenin veya sözün lügat anlamı ve Arap gramerinden meydana gelmektedir. Bu kaynaklar, hem klasik hem de modern dönem uleması tarafından benimsenmiştir.Keywords : Arap Dili, Laḥn Olgusu, Taṣḥîḥ, Taṣḥîf, Taḥrîf, Dil Olgusu