- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 8 Issue: 2
- ISLAMFEINDLICHKEIT – VOM GASTARBEITER ZUM MUSLIM
ISLAMFEINDLICHKEIT – VOM GASTARBEITER ZUM MUSLIM
Authors : Naime Cakir-mattner
Pages : 417-429
Doi:10.46353/k7auifd.1002752
View : 9 | Download : 4
Publication Date : 2021-12-30
Article Type : Research
Abstract :Bu makalede geriye dönük tarihi bir bakışla Avrupa’lının aşina olduğu kendi benliği karşısında Avrupa’daki birçok ülkede tehdit olarak algılanan yabancılığın İslami din mensubiyeti çizgisinde gösterdiği belirtilmektedir. Böylece artan "İslam düşmanlığı”, terminolojik tedirginliği gösterdiği şekliyle örneğin Müslüman düşmanlığı, İslamofobi veya Müslüman aleyhtarlı ırkçılık gibi farklı kavramlarla isimlendirilmektedir. Makalenin sonraki kısımlarında yazar özellikle 1950 ve 1960’lı yıllarda misafir işçi dalgasının "göçmenlerin öncülerinin” Müslüman kültürünün etkin olduğu ülkelerden Avrupa’ya göç, Avrupa kamuoyunun dikkatini çekmeye başladığı üzerinde durmaktadır. Dini oryantasyon ile buna bağlı olan dini törenler ve sembollerin artarak görünür hale gelmesi ile artık Avrupa metropollerine ulaşmış olan ve yabancı ülkelerden ithal edilen bu dine karşı tedirginlik aleni hale gelmiştir. Bunlar nezdinde ise hem önceki göçmenlerin ülkede yerleşik şekilde kalma oryantasyonları hem de bununla bağlantılı olarak İslam’ın asıl menşe ülkelerinden bağlarını koparması (Enttoritarialisierung) ile "Avrupâî İslam’ın” görünür hale gelmiş olması, "Avrupa’lı insanların kendi benliklerinin” şahsiyet inşalarını bütüncül olarak sarsmış gibi gö-rünmektedir.Bu gelişme, İslam’ın müthiş bir dirençten düşmanlığa kadar varan bir hareketi tetiklediği intibaını vermesinin arkaplanıdır. Bu gerginlik alanında yeni "Avrupâî Müslümanlar” kamusal alanları dini olarak simgelemeye ve modernite ile gelenek arasında kendi yollarını bulmaya çalışmaktadırlar. Bu kuşak açısından bu süreç artık geniş kapsamda ilgili menşe ülkeden ebeveynin din anlayışının ithali sözkonusu değil, bilakis bu kuşak İslam’ın menşe kültürlerden görece bağımlılığını koparma anlamında İslam’ın ana kaynaklarına dayanarak gelenekten arındırılmış, bir anlamda "temiz” bir İslam anlayışı geliştirme ve yeniden inşa ile bu İslam’ı kamu nezdinde görünür ve yaşanır hale getirmek için gayrette bulunmaktadırlar. Bu yeni din anlayışına bağlı gayretler bağlamında İslam’ın Avrupa kültürüne uyarlama açısından sadece İslam’ın bir ülkeden bağının koparılmasının (Entteritorialisierung) gerçekleşmesiyle kalmamakta, bilakis aynı zamanda gelenekten de bağımsızlaşmanın bir şekli de gerçekleşmektedir. Uyumun bu süreci, bazı savunma reaksiyonlarına sebep olarak İslam, bu yolla kendi benliği ile yabancılar arasında sadece farkların markörü olmakla kalmamış, bilakis gitgide kendileri için düşman bir muhalif olarak algılanmaya başlamıştır. Bu çerçevede Almanya bağlamında bu sürecin eski misafir işçi neslinin sonraki kuşaklarının uyum süreci gayretleri üzerinde gösterilebildiği etki üzerinde durulmaktadır. Almanya’da kalıcı hale gelme oryantasyonu ile ikinci ve üçüncü kuşağın artan özgüvenleri ile yerleşik ev sahibi ve misafir rollerinin sorgulanır hale geldimesinden dolayı toplum dokusundaki rollerin yeniden düzenlenmesi gerektiği ve bu hususunda bu arada yerleşik hale gelmiş göçmenlerin artarak marjinalleşmelerini beraberinde getirmesi sözkonusudur. Naime Çakır-Mattner makalesinde böylece İslam düşmanlığının modern bir şeklini özetlemekte ve Almanya’daki göç tarihi bağlamında bunu Müslümanların daimi mevcudiyetine bir tepki olarak da analiz etmektedir. Bu bağlamda ise İslam kamusal tanınmaya yönelik çatışmaların konusu haline gelmektedir. Toplum nezdindeki en iyi pozisyon ve yerlerle ilgili gelişen rekabet kapsamında sosyal tırmanışını gerçekleştiren kişileri toplumda bulunan çeperlerdeki ve kenarlardaki pozisyonlara bağlama şekliyle İslam aleyhtarı önyargılar ve düşman algılarının aktif hale getirilmesi ve dışlama uygulamaları sözkonusudur. Bu bağlamda yazar, birçok sağ oryantasyonu bulunan ve yerleşik populist grupların (AfD) yanında birçok sağ populist grupların ortak gayrette birleşerek kendi ülkelerindeki İslamlaşmayı engellemeye yönelik gayretler göstererek İslamlaşma ile Avrupâî kültürel kimliğin ortadan kalkması tehdine karşı bir girişim olduğuna işaret etmektedirKeywords : İslam, müslümanlar, entegrasyon, göç, ırkçılık, İslamofobi, İslam düşmanlığı