- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 7 Issue: 2
- KUR’AN’DA BİLGİ İMKÂNLARI AÇISINDAN İNSAN VE BİLİŞSEL DİNAMİZMİ
KUR’AN’DA BİLGİ İMKÂNLARI AÇISINDAN İNSAN VE BİLİŞSEL DİNAMİZMİ
Authors : Hasan Peker
Pages : 851-901
Doi:10.46353/k7auifd.802897
View : 10 | Download : 6
Publication Date : 2020-12-31
Article Type : Research
Abstract :Bilgi eksenli temel problemlerin düşünce tarihinin ilk dönemlerine dayanmasına rağmen, bu problemlerin sistemli ele alınması modern felsefenin başlangıcına kadar da yapılmamıştır. Bilgi problemi, özellikle Yeniçağ felsefesinde, metotlu şekilde incelenmeğe başlanmış ve böylece "bilgi” temelli felsefî yaklaşımları (kuram/teori) içeren epistemoloji (epistemology) adıyla felsefenin spesifik bir problem alanı teşekkül etmiştir. Bu noktada öncelikle belirtmek istediğimiz husus, ikili mukayeseye imkân verecek şekilde çalışmamızın bağlamı olarak belirlemiş olduğumuz taraflardan biri olan epistemolojinin tartışmasız beşerî bir etkinlik olmasına mukabil, Kur’an’ın beşer sözü olmadığı vurgusuyla kendisini ilâhî kitap olarak tanıttığıdır. Çalışmamızda yer alan kavramları hangi içerikle kullanmakta olduğumuz, açıklama gereği duyduğumuz ikinci bir husustur. İmkân (possibility): Varlığı mümkün olmak anlamına geldiği gibi, güç (kudret) ve kabiliyet içeriğine de sahiptir. Birincisi, "olabilir ya da olmayabilir”, ikincisi ise "iş görme gücü ve kabiliyeti” anlamındadır. Bilişsel: Bilen varlığın bilinen varlık hakkında elde ettiği zihinsel farkındalığa "bilgi” diyoruz. Bilgi eylemini, bilme faaliyetini meydana getiren süreci; düşünme, kavrayış, akıl yürütme türünden zihinsel davranışları gösteren şemsiye terime ise "biliş” diyoruz. Dolayısıyla "bilişsel” terimi, zihinsel yaşamın bilgilenmeyle bağlantılı yönleri için kullanılan bir sıfat olmaktadır. Kısacası bilişsellik, insanın akıl ve akıllılığı içeren yönü için kullanılan nitelemeyi ifade etmektedir. Dinamizm: Mekaniğin fizik ve reel hareketi bütün özellikleriyle inceleyen bilhassa canlı kuvvetini ve kuvvetlerin hareket halindeki cisimlerle olan münasebetini araştıran kısmına "dinamik” adı verilir. Dinamizm ise, nesne(madde)yi atıl olarak kabul etmeyen, nesnelerin içinde bir takım kuvvetler veya enerjilerin mevcut olduğunu ileri süren felsefî meslek olarak tanımlanır. Ancak şu kadarını söyleyelim ki: Çalışmamızı, ne bilimsel anlamdaki ‘dinamik’ ne de felsefî bir görüşü temsil eden sistem olarak ‘dinamizm’ ile doğrudan ilgili görüyoruz. Lakin "dural olanın karşıtı” olarak "canlılığı”, "hareket ve faaliyet(işlevsellik)”i, "değişim ve dönüşümü” çağrıştırdığı kadarıyla kavramsal bazda bir ilgiden söz edebiliriz. Nitekim, kimi kaynaklarda, "dinamik olma hali,” "canlı bir varlığın etkin kuvveti,” "davranışları canlı ve enerji dolu kimsenin özelliği” diye de açıklanır. Bu sebeple biz dinamizm sözcüğünü, faaliyet(işlevsellik) ve ardındaki itici gücü temsil eden bir olgu olarak varlık dünyasında, insanda ve özellikle onun bilişselliğinde bahse konu ediyoruz. O halde "İnsanın bilişsel dinamizmi” ile vurgulamak istediğimiz şey, insanların bilgiyle münasebetlerinde "enerjik ve etkin” olduklarıdır. İşte biz, bilgi imkânları açısından Kur’an’da insanı ele almanın yanı sıra, insanın sahip olduğunu düşündüğümüz bu halinin bilgiyle münasebetini Kur’an çerçevesinde araştırma amacında olduk. Ancak Kur’an’la beraber ilgili diğer kaynaklardan da yararlandık. Şunu ifade edelim ki: Konumuza, epistemoloji ve dinî bir metin olan Kur’an bağlamında, mukayeseli olarak yönelirken gerek epistemolojiyi gerekse Kur’an’ı konumlarında tutmayı gözeten bir felsefî bakışla yönelme gayretinde olduk. Yapılan çalışmada varılan neticeleri şöyle dile getirebiliriz: Bir alt dalı olduğu felsefenin sahip olduğu nitelikten pay aldığından epistemoloji bilginin imkânı, kaynakları ve değeri konularında paralel, yakın ve zıt görüşler kısaca, farklı düşünce ve tutumlar barındırmaktadır. Kur’an’la mukayesesinde de aynı şekilde, paralellikler, benzerlikler ve zıtlıklar gözlemlenebilmektedir. Epistemoloji, sadece insan bilgisini konu edinirken, Kur’an’ın, ‘bilgi’yi insanla sınırlı tutmadığı; ‘insan-üstü’ varlıklar için de bilgi imkânına yer verdiği gözlenmiştir. Lakin biz "bilen” olarak sadece insanı ve bilgi olarak da insanî bilgiyi ele aldık. Epistemolojide bilgiye, dahası doğru bilgiye imkân tanıyan ve tanımayan görüşler vardır. Kur’an, her ne kadar bir insan gerçeği olarak şüphe olgusuna yer veriyor ise de doğru bilgiye de imkân tanır. Bu, zaten Kur’an’ın kendi varlık nedeninde içkin bir realitedir. Yine epistemoloji, yeryüzü insanının, fizik dünyadaki bilgi imkânını ve bilgisini konu edinirken buna karşın, Kur’an’ın, bu yeryüzü yaşamı öncesinde "Bezm-i elest” diye tanımlanan bir varlık alanına ya da anına göndermede bulunduğu ve bu yeryüzü yaşamı sonrasında, "âhiret” diye tanımlanan bir varlık alanına ve insanın bu her iki alandaki bilişsel varlığına yer verdiği görülür. Ancak biz, epistemolojik çerçeveyi esas alarak insanı, yaşamakta olduğu bu fizik dünyadaki varlığıyla ve sahip olduğu bilişsel imkânlarıyla ele aldık.Keywords : Din Felsefesi, İnsan, Bilgi, İmkân, Bilişsel, Dinamizm