- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 7 Issue: 2
- تطوّرُ الحضارةِ وانهيارُها عند ابنِ خلدون
تطوّرُ الحضارةِ وانهيارُها عند ابنِ خلدون
Authors : Ahmad Shaikh Husayn
Pages : 773-796
Doi:10.46353/k7auifd.790134
View : 9 | Download : 5
Publication Date : 2020-12-31
Article Type : Research
Abstract :Makale, Mukaddime’nin sahibi İbn Haldûn’un felsefesi açısından medeniyetin gelişimi ve gerilemesini incelemektedir. El- Mukaddime adlı eseri analiz eden kişi İbn Haldûn’un medeniyet mefhumu için net bir çerçeve çizip yeni bir teori geliştirdiğinin farkına varacaktır. Bütün bunlar medeniyetin oluşum ve gelişim sürecini ile onu sarmalayan gerileme nedenlerini hassasiyetle takip edip analiz etmesiyle meydana gelmiştir. İbn Haldûn sosyoloji biliminde şehirleşme teorisi gibi son derece önemli bir düşünce geliştirmiştir. Bundan dolayı felsefesinde, toplumların sınırlı ve disiplinli kurallara göre hareket ettiğini açıklamıştır. Bu kanunlar okunup doğru bir şekilde anlaşıldığında, gelecekte, medeniyetin gelişim ve çöküşünü bilme açısından büyük ölçüde ip ucu verecektir.. Makalede ilk evvel medeniyetin sözlük ve terim anlamları ele alınmıştır. Zira birçok düşünür, medeniyetin, bilimsel, edebî, sanatsal ve aynı zamanda sosyal hayatın bir tezahürü olduğunu belirtirken, bütün Arapça sözlükler de kültürün, bedeviliğin zıttı olan şehirleşmenin bir parçası olduğunu kaydetmiştir. Çalışma aynı zamanda İbn Haldûn’un düşüncesinin oluşmasında büyük bir etkiye sahip olan hayatı ve geçirmiş olduğu dönemleri de içermektedir. Çalışmanın ikinci kısmı kültür ve medeniyetin gelişmesine yol açan faktörler İbn Haldûn’un perspektifinden ele alınmıştır. Bu etkenlerin en önemlileri ise, coğrafi faktörler, bedevilikten medeniyete geçiş, siyaset, doğal kaynaklar ve adalettir. Çalışma aynı zamanda medeniyetin çöküşüne neden olan önemli sebepleri de ele almaktadır. Arapların şehirlerde hâkimiyeti, yönetimi kontrol altında tutmaları, ülkenin ikiye bölünmesi, zulüm ve medeniyeti etkisinde bırakan sonuçları gibi nedenler de medeniyetin çöküşünün sebeplerindendir. İbn Haldûn’un, toplumların kesin ve belirli yasalara dayanarak yaşadığını belirttiğinden dolayı, sosyolojide son derece önemli olan şehircilik teorisini tesis etmiştir. Bu kanun ve yasalar doğru bir şekilde öğrenilip anlaşıldığında çevreciliğin gelecekteki gelişimi ve çöküşü hakkında büyük oranda kapı aralayacaktır. Ona göre şehircilik bilimi ferdi davranışlarla etkilenmeyen bilakis toplumlarla değişen bir bilimdir. Çevrecilik teorisi belli bir zaman ve mekâna bağlı kalmadan her zaman ve her yer için tatbik edilen bir teoridir. İbn Haldûn Mukadimesinde şeriat, coğrafya, siyaset, şehircilik, sosyoloji gibi farklı ilim dallarından bahsetmiş, insan tabiat ve hallerini de kitabına eklemiştir. Mukaddime adlı eserini altı bölüme ayırmıştır. Birinci bölümde toplum şehirleşmesinden söz etmektedir. Toplumda bir arada yaşayan insanlar arasında yardımlaşmanın çok önemli bir mesele olduğunu aktarmıştır. Örnek olarak insanın hayatta kalabilmesi, yiyecek elde etmesi sadece bir kişi ile değil belli bir grup çalışması ile elde edilebilir. Bir bölgenin sıcaklık derecesi ile toplum yapısı arasında sıkı bir bağ olduğunu vurgulayan İbn Haldûn, sıcak bögelerde yaşamanın ve bina inşâ etmenin zor olduğunu, serin ve soğuk bölgeler ise yaşam ve kültürel inşânın oluşmasında daha elverişli yerler olduğunu ifade etmiştir. İkinci bölümde ise İbn Haldûn medeniyet inşasının yiyecek giyecek ve barınma imkânlarını sağlamakla başladığını aktarmıştır. Ziynet ve süse dair eylemleri ise medeniyetin inşası noktasında ikincil planda olduğunu vurgulamıştır. İbn Haldûn daha sonra şehirlilerin aradığı tüm imkânların aksine bedevilerin, yaşamlarını sürdürebilecek kadar gereksinimlerle iktifa ettiklerini açıklamıştır. İbn Haldûn’a göre soy, sadece dört büyükbaba ve büyükanneye kadar ulaşır, bunlardan önce yaşayanlar sadece bir övünçten ibarettir. Çünkü güzel ahlak veraset ve kan yoluyla geçmez. Ayrıca bu bölümde şunları da aktarır: Tembellik ve gevşekliği adet haline getiren toplumlar ve yöneticiler üzerine hâkimiyet kurmak kolaydır. Üçüncü bölümde her kurulan yeni sistemin ve nizamın başlangıçta birçok zorluklarla karşılaşması gerektiğini öngörmüştür. Çünkü insan psikolojisi buna alışmamış, fakat zaman içerisinde buna alışacağını ve kabul edeceğini ifade etmiştir. Daha sonra, yöneticilerinin çok uzun zaman iktidarda kalan devletler ve toplumların aşağılanmaya maruz kaldıklarını, ayrıca halkına karşı da coşkunluğunu kaybedeceğini vurgulamıştır. Bütün bu durumlar fesadın ortaya çıkmasına kapı aralamaktadır. Uzun sürede iktidarda kalması zengin ve fakir arasında ki uçurumun da daha fazla açılmasına yol açacağından aktif olmayan bir neslin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülkelerde görülen konfor ve lüks hayat doğru şekilde kullanılması şartıyla o ülkenin gelişmişliğinin delilidir. Aksi takdirde çöküşüne neden olacaktır.Keywords : Arap Dili ve Belağatı, İbn Haldûn, Medeniyet, Şehirleşme, Gelişim, Çöküş