- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 7 Issue: 2
- MUSTAFA NİYÂZÎ EFENDİ VE ‘UMDETÜ’L-KÂRİÎN ADLI TECVİD RİSALESİ
MUSTAFA NİYÂZÎ EFENDİ VE ‘UMDETÜ’L-KÂRİÎN ADLI TECVİD RİSALESİ
Authors : Recep Koyuncu
Pages : 797-834
Doi:10.46353/k7auifd.787632
View : 9 | Download : 4
Publication Date : 2020-12-31
Article Type : Research
Abstract :Kur’ân eğitim ve öğretimi Hz. Peygamber döneminden itibaren günümüze dek kesintisiz bir şekilde devam etmiştir. Bu faaliyetler ilk dönemlerde şifahî olarak yapılmış ardından kıraat ve tecvîd alanındaki tedvin ve telif faaliyetleriyle kitabiyata taşınmıştır. Bu noktada Mûsâ b. Ubeydullah el-Hâkanî (ö. 325/937) ile başlayan bu telif serüveni Mekkî b. Ebî Tâlib (ö. 437/1045) ve Ebû Amr ed-Dânî (ö. 444/1053) ile devam etmiş İbnü’l-Cezerî (ö. 833/1429) ile zirve yapmış ve günümüze dek nice eserler telif edilerek süre gelmiştir. Bu alanda çalışma yapanlardan birisi de Osmanlı âlimlerinden Mustafa Niyâzî’dir (ö. 1325/1907). ‘Umdetü’l-Kâriîn adlı eseri Osmanlıca yazılmış olup yaklaşık otuz iki sayfadan oluşan bir risaledir. Söz konusu risale, yazarın da ifadesiyle farklı kıraatler yanında en yaygın olan Hafs rivayetinin hususiyetlerinin gereğince bilinmediği buna bağlı olarak da söz konusu Hafs’ın vecihlerinin bir arada sunulduğu bir çalışmanın gerekliliğinden dolayı kaleme alınmıştır. Bu çalışmada Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşamış, söz konusu tecvîd ve kıraat alanında önemli bir çalışmaya imza atan Osmanlı dönemi âlimlerinden Mustafa Niyâzî Efendi’nin (ö. 1325/1907) ‘Umdetü’l-Kâriin adlı eserinin tahlil ve değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu bağlamda eseri benzerlerinden ayıran özellikler ve kıraat ilmindeki yeri gibi hususlara yer verilmiştir. 1261/1840 yılında Erzurum’un İspir İlçesi Karakoç beldesinde dünyaya gelen Mustafa Niyâzî Efendi, on yaşında hafızlığını tamamladıktan sonra Bayburtlu İbrahim Efendi’den sarf ve nahiv dersleri almıştır. 1278/1861 yılında Sırp ve Karadağ savaşlarına katılan Niyâzî Efendi, yedi sene süren bu seferde Rumeli’yi gezmiş orada Şeyh Mahmud Efendi’den kıraat ilmini tedris etmiştir. Dönüşte İstanbul’a uğramış ve Nakşi Şeyhlerinden Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî Efendi’nin tekkesinde bir yıl kalmıştır. Ardından şeyhinin isteğiyle Erzurum’a gelmiş İbrahim Paşa ve Caferiyye Camilerinde görev yapmıştır. Diğer yandan Cemaleddin Ömer Fazıl Efendi’nin derslerine devam etmiş bir taraftan da Ahıskalı Hafız Edhem Efendi’den kıraat dersleri almıştır. Mustafa Niyâzî Efendi’nin ilmî kişiliğinden bahsedecek olursak, hayatını Kur’ân’a adamış, hafız yetiştirmekle meşgul olmuş Kur’ân aşığı birisidir. Özellikle kıraat ilminde önemli yeri olan Niyâzî Efendi’nin kıraat öğrettiği hatta icazet verdiği öğrencileri de olmuştur. Müellifin ‘Umdetü’l-Kâriîn ve Senedü’l-Huffâz adlı çalışmalarının yanında hac vazifesiyle alakalı Menâsik-i Hacc-ı Şerîf adlı eseri vardır. Mustafa Niyâzî Efendi, Osmanlının son döneminde yetişmiş, kıraat ve tecvid alanında eser ortaya koymuş değerli bir âlimdir. Bu sebeple ‘Umdetü’l-Kâriîn adlı tecvid ve kıraat konularıyla mündemiç bu çalışmanın dili Osmanlıcadır. İçerdiği konular itibarıyla hem tecvid hem de kıraat yönü olan bir çalışmadır. Haddizatında müellif, eserin yazılış amacını Hafs’ın kıraat vecihleri üzerine bina edildiğini söylese de eserin hatırı sayılır oranda tecvid konularını ihtiva ettiği görülmektedir. Müellif, eserinde konuları sade ve anlaşılır bir üslûpla ele almıştır. Harflerin mahreç ve sıfatlarını izah ederken yaygın hatalara ilişkin örnekler vermek suretiyle konuyu tavzih etmiştir. Eserde ele alınan konulardan bazıları şöyledir: Kur’ân’ın tevkîfîliği, Mushaf’ın cem’i ve istinsah faaliyeti, İdgâm konusu, İstiâze ve besmele, Vakf ve İbtidâ, Med konusu, kıraat, rivayet ve tarik kavramları, Hafs’ın farklı okuduğu vecihler, Hemze’ye dair uygulamalar, Harflerin mahreç ve sıfatları, Kur’ân okuma usulleri, Kur’ân tilavetinde dikkat edilmesi gereken hususlar. Müellif, eserin girişinde Kur’ân’ın tanımı, cem’ ve istinsah faaliyetlerine ilişkin bilgilere yer verir. Konunun devamında bazı kelimelerle ilgili kıraat imamlarının görüşlerini aktarır. Konuları ele alırken faydalandığı eserlerden bahsederken bazen müellif ismini verirken bazen de sadece eser ismiyle yetinir. Bunun yanında eser ve müellifin adını beraber zikrettiği de olur. Eserde kullandığı kaynaklardan bazıları şunlardır: el-Burhân fî Tevcîhi Müteşâbihi’l-Kur’ân, el-Minehu’l-Fikriyye fî Şerhi’l-Mukaddimeti’l-Cezeriyye, en-Neşr fi’l-Kırââti’l-‘Aşr, el-Mukaddime fî mâ Yecibu ‘alâ Kâriihi en Ya‘lemeh, Gaysü’n-Nef‘ fi’l-Kırââti’s-Seb‘, el-İtkân fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân, İthâfü Fuzalâi’l-Beşer, er-Riâye li Tecvidi’l-Kırâeti ve Tahkîki Lafzi’t-Tilâve, Cühdü’l-Mukill, Tehzîbü’l-Kırâât, Zübdetü’l-‘İrfân, ‘Umdetü’l-Hullân fî Îdâhi Zübdeti’l-‘İrfân, Dürr-i Yetîm, Tecvid-i Edâiyye, Hırzü’l-Emânî (Şâtıbiyye), Nâzimetü’z-Zehr, Akîletü Etrâbi’l-Kasâid, Gunyetü’l-Mütemellî fi Şerhi Münyetu’l-Musallî.Keywords : Kur'an Okuma, Kıraat, Tecvid, Mustafa Niyazi, Umdetü'l Kariîn