- Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 6 Issue: 11
- حول الفهم الصحيح في تفسير القرآن الكريم
حول الفهم الصحيح في تفسير القرآن الكريم
Authors : Harun Öğmüş
Pages : 453-486
View : 10 | Download : 5
Publication Date : 2019-12-30
Article Type : Research
Abstract :Bu makale, müfessiri Allah’ın muradını açıklamakta hataya düşmekten alıkoyacak bir kriter araştırmakta ve nüzûl çağındaki muhatapların anladığı anlamın bu konuda kriter olabileceğini ileri sürmektedir. Çünkü nüzûl çağındaki muhataplar Kur’ân-ı Kerim’i anlamış olmaları gerekir. Bunun birkaç sebebi vardır: Bunlardan biri Allah’ın Kitabını, o zamanki mümin-kâfir muhatapların dili olan Arap diliyle indirmesi ve o şekilde indirmesini onların anlamalarına bir gerekçe olarak sunmasıdır. Eğer onlar onu anlamasalardı itiraz ederlerdi. Anlamadıkları konusunda onlardan aktarılan herhangi bir itiraz yoktur. Halbuki böyle bir itirazın aktarılması konusunda pek çok âmil vardır. Bu sebeplerden bir diğeri, nüzûl çağındaki muhatapların Kur’ân’ın indiği ortam gibi doğru anlama için şart olan hususları bilmeleridir. Çünkü onlar o ortamın içinde yaşamaktadırlar. Bir diğer sebep Allah Teâlâ’nın, Kitab’ını açık-seçik (mübîn) olarak nitelemesidir. Eğer ondan herhangi bir şeyi anlamasalardı bu durum, o niteliğe aykırı olurdu. Yine bir diğer sebep, insanlara Kur’ân-ı Kerim’in ilkelerini öğretip onun hükümleriyle amel eden Hz. Peygamber’in (sav) onların içinde bulunuşudur. Eğer ondan herhangi bir şeyi anlamasalardı ona sorma imkanları vardı. Başka bir sebep de yanlarında bulunan bütün bu sebeplere rağmen Kur’ân-ı Kerim’den herhangi bir şeyi anlamasalar veya anlamakta hata etselerdi Allah Teâlâ’nın onları doğruya yöneltecek bir vahiy indirecek olmasıdır. Çünkü onları anlama olmadan veya yanlış anlama içerisinde bıraksaydı hikmet ve kudretine aykırı davranmış olurdu. Çünkü muhatapların anlamadı bir söz indirmek abestir. Açık-seçik, olmayan bir söz indirmek de âcizliktir. Allah Teâlâ ise âcizlikten de abesten de münezzehtirKeywords : Kur'ân-ı Kerim, Tefsir, Nüzûl Çağı, Muhataplar, Şartlar, Sahâbe