Said Nursî’nin Zühd Hayatı ve Zühde Bakışı
Authors : Mesut Yiğit
Pages : 65-79
Doi:10.53427/katre.1007691
View : 14 | Download : 4
Publication Date : 2021-12-23
Article Type : Research
Abstract :Tasavvuf literatüründe zühdün temel referansları Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamber’in (s.a.v) sünneti olmuştur. Zühd kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de sadece bir yerde geçmiş ve "değer vermeme” manasında kullanılmıştır. Hadîs-i şeriflerde ise genişçe yer almış ve genellikle dünya hayatının geçiciliği, ona aldanmanın doğuracağı olumsuz sonuçlar ekseninde ele alınmıştır. Rivayetlerin bütünü esas alındığında zühd kavramından dünya hayatının ihmal edilmesi anlamının anlaşılamayacağı görülmüştür. Sûfîlere göre zühdün esası, dünyaya ait bir şeyin elde bulundurulmaması değil, kişiyi Allah’tan uzaklaştıran ne varsa gönülden çıkarılmasıdır. Bu çerçevede son devrin önemli âlim ve mütefekkirlerinden Said Nursî’nin zühdî hayatı dikkat çekicidir. İfade etmek gerekir ki, kendini toplumu bilinçlendirmeye adayan ve sade bir yaşamı tercih eden Said Nursî, ölçülü bir zühd düşüncesine sahip olmuştur. Said Nursî’nin, "dünyayı kesben değil, kalben terk etmek lâzımdır” sözü, dünya ve âhiret dengesinin gözetilmesi hususundaki düşüncesini açıkça ortaya koymaktadır. Bu çalışmada Said Nursî’nin hayatı incelenmiş ve özellikle Risâle-i Nûr adlı eserinden hareketle zühd hayatı ve zühde bakışı ortaya konulmaya çalışılmıştır.Keywords : Tasavvuf, Said Nursî, Zühd, Sûfî, Risâle-i Nûr