- İstanbul İktisat Dergisi
- Vol: 67 Issue: 2
- Sermaye Piyasaları ile Servetin Yaygınlaştırılması: Efsane mi, Gerçek mi?
Sermaye Piyasaları ile Servetin Yaygınlaştırılması: Efsane mi, Gerçek mi?
Authors : Nazlı Gamze Aksu Sansar
Pages : 89-106
View : 6 | Download : 3
Publication Date : 2017-12-29
Article Type : Research
Abstract :Yirminci yüzyılın sonlarına kadar, sermaye piyasaları hakkında birçok kitap ve sayısız makale yazılmıştır. Bu çalışmalar teknik düzeyde (özellikle ABD’de) ve daha çok sermaye piyasalarında kolay para kazanmak hakkında olmuştur. Ancak 2008 yılında sermaye piyasaları yaşanan küresel finansal krizle birlikte, rekabet etme ihtiyacı ve kaybın önlenmesi gibi nedenlerle sadece kâr odaklı olan yeni ekonomik düzeninin değişmesi gerektiğine tanık oldu. Bu durum sermaye piyasası sisteminin yaralanmasına ve yatırımcı güveninin sıkıca sarsılmasına yol açmıştır. Krizden sonra, sistemin hataları bir çok uzman tarafından tartışılmaya başlandığında, çok önemli ama bir şekilde şimdiye kadar göz ardı edilen diğer bir meseleyi de yeniden gündeme getirmiştir: Sermaye piyasaları servetin oluşumu ve yaygınlaştırılmasında gerçekten önemli bir yere sahip midir? Sermaye piyasalarının en önemli işlevlerinden biri şüphesiz dengeli bir gelir ve servet dağılımıdır. Bu işlev, toplumun hem ekonomik hem de politik olarak gelişimine hizmet etmeyi ve toplumsal dengelerin kurulmasını kolaylaştırmayı taahhüt eder. Bu bağlamda, sermaye piyasaları başlangıçta "halk kapitalizmi” sloganı kullanarak geliştirilmiş, burada, servetlerin yaygın dağılımı zenginliğin büyük kitlelere dağılması anlamına gelmiştir. Bu yazıda, çeşitli kaynaklar; konuyla ilgili resmi araştırmalar, akademik çalışmalar ve ilgili istatistikler araştırılarak, Avrupa ve ABD’de servetin oluşumu ve yaygınlaşması, şirket sahipliği ve kontrolü hakkındaki tarihsel ve güncel bilgiler ele alınmıştır. Sonuç olarak, kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında, makale, sermaye piyasalarının aslında servetin oluşumu ve yaygınlaştırılmasında belirgin bir rol oynadığını, fakat buna karşılık sermaye piyasalarındaki hisse senedi ve fon sahipliğinin çoğunlukla varlıklı zengin azınlık grupların elinde fonlar şeklinde toplandığı ve halka arzlara rağmen şirketlerin yönetim ve kontrolünün ise yine aynı grupların elinde olduğu sonucuna varmıştır. Bu sonucu pekiştirmek için; gelişmiş bir sermaye piyasası (ABD) ve gelişmekte olan bir sermaye piyasası (Türkiye) verileri kullanılmış, her iki farklı piyasanın yatırımcı profilleri, trendleri ve mülkiyet yapıları incelenmiştir. Sonuç olarak, her iki piyasada da düşük gelir grubunda olan yatırımcı sayısının ve pay sahipliği oranının çok önemsiz olduğu sonucuna varılmıştır.Keywords : Sermaye piyasaları, borsalar, halk kapitalizmi, servetin yaygınlaştırılması