"DİL YARASI EN ACI BİR YARA İMİŞ"
Authors : Zeynep Dinçer Berdibek
Pages : 85-92
Doi:10.34083/akaded.492512
View : 22 | Download : 11
Publication Date : 2018-12-31
Article Type : Research
Abstract :"Dil” sözcüğü, Türkçe sözlüklerde; "gönül, kalp, dil, yürek, niyet ve esir” olarak anlamlandırılmaktadır. Ancak sözcük, her ne kadar bu anlamların tümünü karşılasa da Klasik Türk Edebiyatında daha çok "duygunun merkezi olan gönül” manasıyla yorumlanmış; hatta sözcükle oluşan pek çok tamlamada da bu anlam ön plana çıkmıştır. Ancak kimi şiir örnekleri incelendiğinde "dil”in sözlüklerde yer alan bu anlamları karşılamadığı düşünülmüştür. Bu amaçla birçok sözlük ve kaynak taranmış ve "dil”in "karın” anlamına da geldiği tespit edilmiştir. Bu anlam, Klâsik Türk Şiirinde geçen hemen her şiirde sözcüğün yeniden yorumlanmasına imkân tanımakla kalmamış; dil ile ilgili tamlamaların da yeniden ele alınması gerektiğini göstermiştir. Örneğin "dil yarası” (puhte-i dil, zahm-ı dil, dil-i mecrûh, dil-efgâr), pek çok beyitte bir hastalığa işaret etmekte ve "karında oluşan yara” olarak nitelendirilmektedir. Çalışmayı sınırlandırmak açısından söz konusu makalede "dil yarası”nın bu anlamı üzerinde durulacak ve yaranın nasıl oluştuğu, neye benzediği ve tedavisinin neler olduğu araştırılacaktır.Keywords : dil, dil yarası, karın, sözlük