- İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi
- Vol: 10 Issue: 3
- İslamofobya Bağlamında Kıtal Ayetlerinin "Şahin" Ve "Güvercin" Yorumları
İslamofobya Bağlamında Kıtal Ayetlerinin "Şahin" Ve "Güvercin" Yorumları
Authors : Ibrahim Hakkı Imamoğlu
Pages : 2542-2563
Doi:10.15869/itobiad.971805
View : 10 | Download : 5
Publication Date : 2021-09-30
Article Type : Research
Abstract :11 Eylül 2001 sonrasında literal bir olgunluğa ulaşan ve Batı’nın kendi değerler dünyasında ürettiği bir korku olan İslamofobi, Müslümanlara yapılan tüm fiili, psikolojik baskı ve entelektüel bariyer oluşturma çabası olarak tanımlanabilir. Zaman içerisinde yapılan AB topluluğundaki alan araştırmaları bu problemin güncel olarak devam ettiğini ortaya koymaktadır. Müslümanlar Batı için büyüyen yeşil bir korkudur. Mevcut korkunun hem tarihi hem de zihni boyutları vardır. Esasen kavram eski korkuların yeni ifadesidir. Hıristiyan Batı için öteki olan Müslümanlarla ilişkilerde, sonucu başarısızlık olan Endülüs tecrübesi, Batı’nın zimmî Müslümanlarla ilk imtihanıdır. Haçlı propagandalarının Batı zihin dünyasında oluşturduğu olumsuz Müslüman algısı, kendi topraklarında azınlık konumundaki Müslümanlara gösterilen İslamofobik tavırların tarihi arka planını teşkil eder. İslamofobinin başlangıçta değilse de devam eden süreçte Müslümanlarla ilgili bir korkuya dönüştüğü aşikardır. Zikrettiğim korkular ve İslam’ın tarihsel birikimin redd-i mirasta bulunulması Müslümanları -modern dönem sosyo-teolojisinde- şahinleşmeye itmiştir. Batı tipi korkuları tetikleyen ve bir fobyaya dönüştüren sâikler arasında Müslümanların epistemik yetersizliği ve sosyolojik tepkiselliğini göz ardı etmemek gerekir. Bu yetersizliklerin tebarüz ettiği alanlardan birisi kıtal ayetleridir. Kıtal ayetlerinin yorumlanmasında, modernleşme sonrası, Kur’ân’la sığ anlam ilişkisi kuran muhatabın yetersizliği ve kadim bilgi geleneğinde işletilen nesih nazariyesi iki problematik alandır. Başka bir ifadeyle Selefilik ve farklı bağlamlardaki Mekki İ’râz ayetleriyle Medenî Kıtâl ayetlerinin bir araya getirilerek -belki- diplomasiye karşılık gelebilecek ayetlerin nesh edildiğini iddia etmek İslamofobinin temel sebepleri olarak kabul edilebilir. Oysa büyük çoğunluğu Mekki olan ayetler ahlakî bir tutum iken, Kıtal ayetlerinin konusu olan savaşın devletin karar mekanizması içinde yer alan olağanüstü bir tarafı vardır. Buna rağmen kadim dönemde ulemanın böyle bir eşleşmeye gitmesi ilmi değil sosyo-politik bir durumdur. Çünkü nesih nazariyesi kadim kültürde atak durumdaki İslam’la örtüşen bir nazariyedir. Bugün İslam savunma durumundadır. İslam medeniyeti "ötekiyle” bir arada yaşama kültürünü ürettiği zengin tarihi bir tecrübeye sahiptir. Gerek kurucu dönemden tevarüs eden birçok hadis (e)ler ve kurucu metin, gerekse sonraki dönem yaşanan barış ortamı tesisi, savaşın elzem durumlarda bir enstrüman olarak kullanılması "ötekiyle” olan münasebette siyasi, kültürel, toplumsal bir hafızanın oluşmasını sağlamıştır. İslamın tarihsel birarada yaşama tecrübesi, tefsir geleneğinde kıtal ayetlerinin yorumu "güvercin” kanadını teşkil etmektedir. Buna göre kadim kültürün paradigmasını doğru çözümleyip bugün için yeni bir dil inşa etmek elzem görünmektedir.Keywords : Kıtal Ayetleri, İslamofobi, Nesih, Tefsir, Selefiye