- İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
- Issue: 59
- Istanbul in Domestic Migration Films (1965-1980) in Turkish Cinema: Stone and Soil Made of "Sor...
Istanbul in Domestic Migration Films (1965-1980) in Turkish Cinema: Stone and Soil Made of "Sorrow and Gloom"
Authors : Şeyma Balci
Pages : 63-83
Doi:10.47998/ikad.1093283
View : 14 | Download : 3
Publication Date : 2022-09-26
Article Type : Research
Abstract :"Göçmen kenti” İstanbul’un nüfusu göçlerle sürekli şekillenir. Cumhuriyetin ilanından 1950 yılına kadar kente göç süreci zayıftır. 1950 sonrasında ise İstanbul’a kitlesel göç dalgası başlar. Yaşanan dönüşümlerin bir biçimde görünür kılındığı alanlardan biri de sinemadır. Türk sinemasında 1965-1980 aralığında çekilen iç göç filmlerinde İstanbul’un nasıl temsil edildiğini irdelemeyi amaçlayan bu çalışmada film çözümlemesinde iç göç sürecinin tarihsel sosyolojik verileri ve trope’lar kullanılmıştır. Bitmeyen Yol (Duygu Sağıroğlu, 1965), Ben Öldükçe Yaşarım (Duygu Sağıroğlu, 1965), Altın Şehir (Orhan Elmas, 1965), Öksüz (Bilge Olgaç, 1968), Fatma Bacı (Halit Refiğ, 1972), Sarı Öküz Parası (Nişan Hançeryan, 1972), Gelin (Ömer Lütfü Akad, 1973), Düğün (Ömer Lütfü Akad, 1974), Kızım Ayşe (Yücel Çakmaklı, 1974), Aç Gözünü Mehmet (Süreya Duru, 1974), Taşı Toprağı Altın Şehir (Orhan Aksoy, 1978), Yusuf ile Kenan (Ömer Kavur, 1979) ve Baba Kartal (Cüneyt Arkın, 1979) filmleri özelinde göçmenlerin İstanbul’a göç etme nedeni, nasıl geldikleri, nerede yaşadıkları, yaşamlarının nasıl olduğu ve kendilerini bekleyen sonun ne olduğu irdelenmiştir. İç göç filmlerinde İstanbul, ölümün, kayıpların ve mücadelenin verildiği bir kent haline gelir. İç göç kahramanları İstanbul’da ya ölür ya da katil olur. Bir yandan kent/İstanbul, kadın ile özdeşleşirken gelenlere/göçmenlere kapılarını da hemen açmaz. İstanbul mutlu sonları mümkün kılan kent olmaktan çok uzaktır.Keywords : iç göç, iç göç filmleri, İstanbul, Türk sineması, temsil