- IBAD Sosyal Bilimler Dergisi
- Ekim 2019 Special Issue
- Ödev Etiğinin Dini Etik Açısından Değerlendirilmesi
Ödev Etiğinin Dini Etik Açısından Değerlendirilmesi
Authors : Ali Yildirim
Pages : 508-519
Doi:10.21733/ibad.617297
View : 9 | Download : 10
Publication Date : 2019-10-30
Article Type : Research
Abstract :Kant, ödev etiğini insanın özgürlüğü, ruhun ölmezliği ve Tanrı’nın varlığı postulatları üzerine inşa etmiştir. Bu postulatlar aynı zamanda, onun etik anlayışının ilahi buyruk etiği ile benzer ve farklı yönlerine dair fikirler vermektedir. İlahi buyruk etiği, insandan Tanrı tarafından gönderilen ahlak yasasına tam bir teslimiyeti ister. Ödev etiğinde ise ahlak yasasına uyma temayülü dışsal bir motivi aşar. İnsanın, bilerek, isteyerek ve her tür dışsal etkiden, arzu ve beklentilerini tetikleyecek etkenlerden arınmış bir duyguyla eylemini seçmesi gerekmektedir. Diğer taraftan "ödev” kavramı, insana insan olması bakımından tabiatına uygun davranma yükümlülüğünü hatırlatır. Kant, bir bakıma ödevin, Tanrı’nın hatırlatmasına gerek kalmaksızın, akıl sahibi insanın, yapması gerekeni bizzat kendi aklı ile bilinçli olarak ve arzu ederek yapması gerektiğinden bahseder. Ancak pratikte işler Kant’ın istediği gibi gitmeyebilir ve bu nedenle de Kant’ın ödev etiği idealist bir teori olarak değerlendirilir. Bu noktada ilahi buyruk etiğinin fonksiyonu devreye girer ve Kant’ın idealinde de yer alan "herkesin isteyebileceği faydayı gözeten kurallardan” bahseder. Kant’ın, ahlaki değerlerin kaynağını Tanrı olarak gösterdiği ve Tanrı’ya dayalı değerlerin nesnelliğine işaret ettiği birçok ifadesine rastlamaktayız. Kant , ahlaki dine dair düşüncelerini ifade ederken, "kalplerin, Tanrı’nın emirleri gibi tüm insani ödevleri yerine getirmeye yatkın” oluşundan söz eder. Sonunda dinin biraz farklı bir tanımına ulaşan Kant, "din tüm ödevlerin Tanrı’nın emirleri olarak kabul edilmesidir” der. Dolayısıyla konuya ilişkin görüşleri diğer eserleri ile birlikte okunduğunda, Kant’ın ahlak metafiziğinin gözden geçirilmiş bir tür ilahi buyruk etiği olduğu fark edilmektedir. Öyle ki Kant, kalıplaşmış dini pratiklerle statik bir hal alan tanrısal buyruğun, tüm ilintilerinden sıyrılarak insan doğasına uygun bir formunu idealize etmektedir. Bu nedenle bu çalışma, Kant’ın ödev etiğinin nihai anlamda bir tür ilahi buyruk etiğine dönüşmek durumunda kaldığını iddia eder.Keywords : Kant, Gazzâlî, Ödev Etiği, İlahi Buyruk Etiği