- Harran İlahiyat Dergisi
- Sayı: 50
- Nesâî’nin Mezheplere Bağlı Kaldığı İddiaları Üzerine Bazı Değerlendirmeler
Nesâî’nin Mezheplere Bağlı Kaldığı İddiaları Üzerine Bazı Değerlendirmeler
Authors : Veli Tatar, Nurullah Agitoğlu
Pages : 141-160
Doi:10.30623/hij.1288857
View : 103 | Download : 122
Publication Date : 2023-12-15
Article Type : Research
Abstract :İnsan, içinde yaşadığı toplumun siyasi, sosyal ve kültürel yapısından etkilendiği gibi fikrî ve mezhebi yapısından da etkilenir ve bunu hayatına ya tamamen ya da kısmen yansıtır. Bu etkilenme siyasiler için ideolojik görüşlerinde, halk için davranışlarında kitap müellifleri için de eserlerinde kendini gösterir. Herhangi bir alanda kitap telif eden müelliflerin eserlerinde, içinde yaşadığı toplumun veya kendisinin mensubu olduğu mezhebin doktrinlerinin izlerine rastlamak mümkündür. İslam âlimlerinin bir kısmının da mensubu olduğu mehzep ve ideolojik fikirlerin doktrinlerini telif ettikleri eserlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak yansıttıkları anlaşılmaktadır. İslam tarihinde bazı âlimlerin birtakım meseleler hakkındaki görüşleri doğrultusunda hem siyasî/itikadî hem de fıkhi gruplaşmalar oluşmuştur. İlk dönemde Hz. Ali ile Muaviye arasında meydana gelen bölünme sonrası itikadî olarak Sünnilik, Şiîlik ve Haricîlik şeklinde ilk mezhepsel ayrışmalar ortaya çıkmıştır. Daha sonra bu mezhepleri Mürcie, Cebriye, Kaderiye ve Mutezile gibi mezhepler takip etmiş ve zamanla her biri belli bir kitleye ulaşmıştır. Aynı şekilde Ehl-i Hadis ve Ehl-i Rey olarak teşekkül eden ekoller Hicrî III. asrın başlarından itibaren sistematik hale gelmiş ve bu mezheplerin müntesipleri giderek çoğalmıştır. Hemen ardından bu ekoller yerini Şâfiîlik ve Hanefîliğe bırakmıştır. Rey ağırlıklı bölgelerde Hanefî mezhebi, nassa ağırlık veren bölgelerde de Şafii mezhebi yaygınlaşmıştır. Dolayısıyla Hanefi mezhebinin ağırlıkta olduğu bir toplum içerisinde doğan ve büyüyen bir birey ailesinin ve toplumunun Hanefi olması sebebiyle kendisini bu mezhebe bağlı hissetmiştir. Aynı husus Şafii ve diğer mezhepler için de geçerli olmaktadır. İnsanın içinde yaşadığı toplumun benimsemiş olduğu ekol veya mezhebe olan aidiyet duygusu, kişinin hayatında yer verdiği her olguya ister istemez sirayet etmiştir. itikadî ve fıkhî mezheplere mensup olduğu iddia edilen alimler arasında muhaddisler de yer almaktadır. Bu muhaddislerden birisi de Sünen’i ile beraber ilim dünyasına birçok değerli eser kazandıran İmam Nesâî’dir. Nesâî de her birey gibi içinde yaşadığı toplumun fikrî ve sosyo-kültürel yapısından etkilenmiştir. Dolayısıyla telif ettiği eserlerine yaşadığı çevrenin ilmî, fikrî ve sosyo-kültürel yapısını kısmen yansıtmıştır. Gerek Nesâî’nin siyasî ve ideolojik olarak yoğun ve çalkantılı bir dönemde yaşamış olması gerekse de telif etmiş oldukları eserlerin muhtevaları itikadî ve fıkhî olarak bazı mezheplere mensup olmakla itham edilmesine sebep olmuştur. Kaynaklarda Nesâî’nin siyasî/itikadî olarak Şiîliğe fıkhî olarak da Şâfiî mezhebine mensup olduğu iddia edilmişse de bunlar sağlam delillere dayanmamaktadır. Özellikle telif ettiği Sünen’i bu ithamların doğru olmadığını gösterir mahiyettedir. Bu çalışmada amaç, Nesâî’nin itîkadî olarak Şîa’ya fıkhî olarak da Şafiî mezhebine bağlı olduğu yönünde kaynaklarda geçen iddiaların geçerlilik durumunu incelemektir. Yöntem olarak da söz konusu iddiaların dayandırıldığı bilgiler Nesâî’nin Sünen’indeki hadisler ile mukayese edilecektir. Böylece Sünen’indeki hadisler bağlamında Nesâî’nin bu mezheplere mensup olduğu hususunun doğruluk derecesi ortaya konmaya çalışılacaktır.Keywords : Hadis, Sünen, Şiîlik, Şâfiîlik, Nesâî