Bir Kur’an Terimi Olarak Habl-i Verid İfadesinin Tarihsel Süreci
Authors : Rıfat ATAY, Mustafa CİĞER
Pages : 58-86
Doi:10.30623/hij.1107136
View : 7 | Download : 3
Publication Date : 2022-12-15
Article Type : Research
Abstract :Kâf suresi 16. ayeti Diyanet İşleri Başkanlığı meali de dahil birçok mealde, "Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız” şeklinde çevrilmektedir. Ayette geçen "habl-i verid” ifadesi bu meallerde "şah damarı” olarak Türkçeye çevrilmektedir. Bunun yanında bazı meal ve tefsirlerde "habl-i verîd” ifadesi aynen kullanılmakta, bazı meallerde "boyun damarı”, "can damarı” anlamlarıyla Türkçeye çevrilmektedir. "Habl-i verid”, İngilizce ve birçok dile Latince karşılığıyla aynı şekilde "jugular ven” olarak çevrilmektedir. Boynun her iki yanında, kalpten baş bölgesine temiz kan götüren atardamarlarla baş bölgesinden kalbe kirli kan getiren toplardamarlar bulunmaktadır. Temiz kanı götüren bu atardamarlara Türkçe’de şah damarı denilmektedir. "Şah damarı” tıbbi olarak "karotid/karotis (carotid/carotis) arter” şeklinde ifade edilmektedir. Kirli kanı kalbe getiren toplardamarlara da tıbbi olarak "jugular ven (vein)” denilmekte ve Türkçede "boyun toplardamarı” anlamına gelmektedir. "Habl-i verîd” Türkçe meallerde "şah damarı” olarak çevrilmektedir ve şah damarının tıbbi karşılığı "carotis arter” terimidir. Bu durumda, söz konusu Türkçe mealler temel alındığında "habl-i verîd”, tıbbi olarak "carotis arter” terimiyle ifade edilmelidir. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı İngilizce meali dahil Türkçe dışında birçok dile "habl-i verîd”, boyun toplardamarı anlamında "jugular ven” olarak çevrilmektedir. Yani, aslında diğer dillerin birçoğunda "habl-i verîd” tıbbi olarak "juguler ven”, terimine karşılık gelirken, bir çelişki olarak "habl-i verîd”in Türkçe meali "şah damarı”, "carotis arter” terimine karşılık gelmektedir. Bu sorunu irdelemek üzere yapılan literatür taramasından elde edilen bulguların nitel analizine dayanan çalışmada sırasıyla şunlar yapılmıştır: Tarihsel perspektifle birlikte "şah damarı” ve "boyun toplardamarı” terimlerinin Türkçedeki doğru ve yanlış kullanımları açıklanmıştır. Sonra ayetteki "habl-i verîd” teriminin bazı dillerdeki karşılıkları sunulmuş, Kur’ân’da ve Arapçada damar terimleriyle "habl” kelimesinin kullanımı açıklanmıştır. Osmanlıca ve Türkçe boyun damarları anatomisi tarihi gelişimiyle irdelenmiş, daha sonra tıbbi açıdan "habl-i verîd” kelimesinin Türkçe meallerde kullanımının tarihsel örnekleriyle değişimi incelenmiştir. Terim, Arapça, Osmanlıca ve Türkçe anatomi bilgisindeki karşılıklarının tahlilleri neticesinde geçmişten gelen yorumlarıyla birlikte anatomik, fizyolojik ve mana farklılıkları açısından yorumlanmıştır. İbn Arabi geleneğini takiben, ayette geçen "yakınlık” ifadesi, berzah kavramıyla birlikte "daha yakınlık” şeklinde ele alınmıştır. İnsan vücudunda kalp damar sisteminin kirli ve temiz kan dolaşımı, bazı noktalarda birbirine çok yaklaşmakta, arada sadece bir çizgi gibi perde bulunmaktadır. Bir daireyi iki yarım daireye ayıran bir çizginin, yarım dairelerin birbirine yakınlığında "daha yakın” olması gibi bu vücut noktalarındaki anatomik, fizyolojik yakınlık madde ve mana yakınlığına işarete olarak düşünülmüştür. İbn Arabi yaklaşımına ilaveten, İbn Abbas’ın "habl-i verîd” için söylediği, "habl ve verîd aynı şeydir” sözü temel alınarak farklı bir yorum denenmiştir. Buna göre, Arapça, Latince, İngilizce ve Türkçe tıbbi malumatın mukayesesi ile "habl” ve "verîd” kelimelerinin "göbek bağı” anatomik yapısının iki ayrı özelliğine işaret ettiği yorumu yapılmış, insan için "yakınlık” ifade eden "göbek bağı”nın "daha yakın” için referans noktası olabileceği, Allah’ın insana hayat bağı olan göbek bağından daha yakın olduğu çıkarımı yapılmıştır. Sonuç olarak, "habl-i verîd” teriminin, tarihsel gelişimiyle birlikte, günümüz tıp bilgisiyle uyumlu olarak ele alınması gerektiği ifade edildi. Bu bağlamda Türkçe Kur’ân meallerindeki yapılan çeviri hatalarının, güncel tıbbi bilgilerin Kur’ân meallerinde kullanımıyla düzeleceği ifade edildi. Kur’ân’ın Türkçe mealleri ve diğer dillerin mealleri arasındaki farklılığın en az düzeyde olmasıyla Kur’ân’ın yorumunun daha doğru yapılacağı vurgulanarak yeni yorumların Allah’ın bir rahmeti olduğu ifade edildi. "Habl-i verid” ifadesi, yeni bir yorumla, Türkçedeki şah damarından başlayarak, boyun damarı, kalple göbek bağına birlikte işaret edecek şekilde sınırlar içinde açıklandı.Keywords : Tefsir, Tercüme, Kur’ân-ı Kerim, Kâf Suresi, Habl-i Verîd, Şah Damarı, Karotis Arter, Göbek Bağı