Peygamberlerin Tebliğ Sürecinde Bazı Ortak Noktalar
Authors : Mahmut Öztürk
Pages : 134-159
Doi:10.30623/hij.988723
View : 22 | Download : 7
Publication Date : 2021-12-15
Article Type : Research
Abstract :Sosyal hayatta bir olayın bütün boyutlarıyla aynen tekrarı mümkün değildir. Zaman, mekân ve birey düzeyindeki değişkenler bunu imkânsız kılmaktadır. Bununla beraber gerek Allah’ın ezeli kanunları olan sünnetullah gerekse insan tabiatının refleksleri benzer hadiselerin yaşanmasına ve benzer neticelerin doğmasına zemin hazırlayabilmiştir. İlahi müdahaleleri de buna ekleyince sosyal olaylarda da süreç ve sonuç itibarıyla benzer durumların ortaya çıkması mümkün olabilmiştir. Kıssalar, Kur’an muhtevası içinde çok önemli yere sahiptir. Gaybî haberler ve insan hayatına ışık tutabilecek hadiseler içermesi, başta müfessirler olmak üzere birçok ilim adamının bu konuyla ilgilenmesine zemin hazırlamıştır. Bu çalışma Peygamber kıssalarını bu bakış açısıyla ele almayı amaçlamaktadır. Çalışmada farklı özelliklere sahip kıssaların bu farklılıkları üzerinde durulmamış, ortak hususlar üzerinden genel bir değerlendirmeye gidilmiştir. Benzerlik hususunda da makale sınırları dikkate alınarak Kur’an’ın da işaret ettiği özellikler tartışma konusu yapılmıştır. Kur’an’a göre peygamberler kendi kavimlerinden seçilmiş ve onların diliyle gönderilmiştir. Peygamberlerin kavimlerine mensubiyetini ifade eden "Kardeşleri Hûd, kardeşleri Sâlih” ifadeleri müfessirlerce kan bağı bağlamında yorumlanmıştır. Bu ontolojik birlik iletişimde çok önemli olan kaynağa güven ve mesaj alıp verebilme şartları bu birlik/uyum sayesinde kıssalarda en tabii şekilde yerine gelmiş olmaktadır. Peygamberlerin tebliğ sürecinde Kur’ân-ı Kerîm’de üzerinde en çok durulan bir diğer husus tevhid inancının peygamberlerin ilk mesajının içeriğini oluşturmasıdır. Bu ilke peygamber kıssalarına yer veren sûrelerde "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur” şeklinde çok defa tekrarlanmış bulunmaktadır. Peygamberler tevhid inancını tebliğ ettikten hemen sonra kendi kavimlerinde en çok görülen olumsuz davranış üzerinde yoğunlaşmışlar ve bununla mücadele etmişlerdir. Tarih boyunca bazı insanların dini bir ekonomik sömürü aracı olarak kullandığı bilinmektedir. Bu husus Allah tarafından görevlendirilen peygamberlere karşı bir ön yargı oluşturma ihtimalini barındırdığından peygamberler kavimlerine hitap ederken onlardan herhangi bir ücret istemediklerini özellikle vurgulamışlardır. Peygamber kıssalarının temel ortak özelliklerinden birisi de inkârcıların ortaya koydukları söz ve eylemlerindeki benzerliklerdir. İnkârcılar, atalarının inancından ayrılmak istememişler, peygamberlerin kendileri gibi beşer olmalarını yadırgamışlar, peygamberlerin ve müminlerin sosyo-ekonomik durumlarını dillerine dolamışlardır. Bu gerekçelerin mantıki temellerden yoksun oldukları bizzat Kur’an tarafından çeşitli vesilelerle eleştiri konusu yapılmıştır. Kur’an’da açıkça ifade edildiği gibi kavimleri peygamberlerden mucize istemişler, Allah’ın izni ile bu mucizeler geçekleşmiştir. Ancak bu mucizelerin her zaman iman etmeye vesile olduklarını söylemek güçtür. Toplumların peygamberler karşısında aklî yenilgilerinden sonra başvurdukları ortak uygulama peygamberlere ve müminlere eziyet etmek olmuştur. Kaba kuvvete başvurmaları müminler açısından bir imtihan vesilesi olurken netice açısından bazen müminlerin hicreti bazen de şehadeti ile neticelenmiştir. Birçok kıssada görüleceği üzere peygamberlere ve müminlere eziyet ve işkence eden kavimler yaptıklarının karşılığı olarak helak edilmişlerdir. Bu helak oluşlar bazen tarih sahnesinden tamamen silinmek şeklinde gerçekleşmiş, bazen de gelecek nesillerin ibret almalarına vesile olacak şekilde arkeolojik kazılara konu olmuştur. Peygamberlerin tebliğ sürecinde ontolojik olarak kavimleriyle iletişime girebilecek donanıma sahip oldukları, iman-inkâr sürecinin her zaman akli bir muhakeme neticesinde işlemeyip ön yargıların bu süreçte etkili olduğu, inkârcıların öldürme dahil her zaman kaba kuvvete başvurmaya meyilli oldukları, çoğunlukla kavimlerin amellerinin karşılığı helak edildikleri görülmektedir. Makalede peygamber kıssalarında kesişen noktalar başta tefsir kaynakları olmak üzere temel İslâmî kaynakların ve çağdaş çalışmaların taranmasına ve ulaşılan verilerin yorumlanmasına çalışılacaktır. Detay sayılabilecek konularda veya daha önce çalışılmış alt başlıklarda ilgili çalışmalara işaret etmekle yetinilecektir.Keywords : Tefsir, Kur’an Kıssaları, Nübüvvet, Tebliğ, İnkâr