- Harran İlahiyat Dergisi
- Issue: 45
- Sebeb-i Nüzûlün Tefsire Yansıması: Âl-i İmrân Sûresi 28 ve 118. Âyetler Örneği
Sebeb-i Nüzûlün Tefsire Yansıması: Âl-i İmrân Sûresi 28 ve 118. Âyetler Örneği
Authors : Mustafa Hamurli
Pages : 98-113
Doi:10.30623/hij.952979
View : 11 | Download : 1
Publication Date : 2021-06-15
Article Type : Research
Abstract :Kur’an-ı Kerîm’in birçok âyetinde inanç, ibadet, ahlak ve muamelat mevzuları gibi Müslüman'ın dine dair aklını kurcalayan konularda müminlerin kâfirleri ve din düşmanlarını dost edinemeyeceği hususu dile getirilmiştir. Ancak genel anlamda onlarla dostluk kurulup kurulamayacağı hususunda açık bir nas olmadığı ve bu konuda farklı yaklaşımların var olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda Âl-i İmrân sûresinin 28 ile 118. âyetlerin kâfirler, Yahudiler ve münafıklarla dostluk sınırlarını belirlemede müphem noktalar barındırdığı görülmekte ve bu müphemliğin sebeb-i nüzûl rivayetleri ile giderilmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan araştırmayla Yahudi ve kâfirlerle dostluk kurulabilecek alanların belirlenmesi hedeflenmektedir. Çalışmamızın, Yahudiler başta olmak üzere bütün kâfirlerin dost edinemeyeceğini belirten Âl-i İmrân sûresinin 28 ile 118. âyetlerin sebeb-i nüzûlüyle ilgili rivayetlerin incelenmesi ve tefsir âlimlerinin ilgili âyetlerle alakalı yorumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bu çalışmada Müslümanların siyasî ve toplumsal yapılarıyla ilgili özel ve gizli kalması gereken konuların Yahudi ve kâfirlerle paylaşılmaması ve bu mevzularla ilgili gizli sırların onlara aktarılmaması konu edinilmektedir. Kâfirleri, Yahudileri ve münafıkları dost ve sırdaş edinmemekle ilgili inen âyetlerin sadedinde bu âyetlerin nüzûl sebeplerine değinilmiş ve konuyla ilgili Vâhidî’nin (ö. 468/1076) "Esbâbu’n-Nüzûl” adlı eseri ve Suyûtî’nin de (ö. 911/1505) "Lübâbü’n nükûl fî esbâbi’n nüzûl” adlı kaynak eserinde zikredilen rivayetlere yer verilmiştir. Bu rivayetlerin sıhhat dereceleriyle ilgili hadis âlimlerinin olumlu veya olumsuz kanaatleri belirtilmiştir. Birbiriyle çeliştiği düşünülen rivayetler başta olmak üzere âyetin sebeb-i nüzulüyle alakalı bütün rivayetler senet tenkidine tabi tutulmuş ve sıhhat derecesi dikkate alınarak sahih olan rivayetler tercih bakımından öncelenmiştir. Senet tenkidi dışında bu rivayetlerden hangilerinin sebeb-i nüzûle açıkça ya da dolaylı olarak delalet eden lafızları barındırdığı konusuna açıklık getirilmiştir. İlk dönem müfessirlerden Taberî, Zemahşerî ve Râzî gibi âlimlerle birlikte çağdaş müfessirlerden Reşîd Rızâ, Elmalılı Hamdi Yazır ve Seyyid Kutub’un, ilgili âyetler hakkında yaptıkları yorumlarda nasıl bir metot izledikleri ve sebeb-i nüzûl rivayetlerinin tefsir yorumları üzerinde nasıl bir etki bıraktığı konusu üzerinde durulmuştur. Müfessirlerin yaptıkları yorumlardaki benzer düşüncelere dikkat çekilmiş ve bu müfessirlerin ortak yönleri vurgulanmıştır. Yapılan bu çalışmada, Âl-i İmrân sûresi 28. âyetin nüzûl sebebiyle ilgili beş rivayetin zikredildiği ve bu rivayetler içerisinde ilk rivayetin hem senet bakımından sahih kabul edildiği ve hem de sebeb-i nüzûle açıkça delalet eden kalıpları barındırdığı anlaşılmıştır. İslâm toplumuna zarar vereceği endişesiyle Yahudi ve kâfirlerle her yönüyle dostane ilişkiler kurmanın haram kılındığı dikkate alındığında, ilgili âyetin doğru anlaşılmasında sebeb-i nüzûl rivayetinin önemli bir role sahip olduğu söylenebilir. Âl-i İmrân sûresi 118. âyetin nüzûl sebebiyle alakalı olarak, sebeb-i nüzûl kaynaklarında iki rivayetin zikredildiği görülmüştür. Zikredilen ilk rivayetin sebeb-i nüzûle açıkça delalet edecek lafızları barındırdığı ve senet bakımından da hadis âlimleri tarafından sahih kabul edildiği anlaşılmıştır. Bazı âlimler, kâfirlerle dostluk kurulamayacağı ifadesini genelleyip hiçbir şekilde onlarla dost olunamayacağını belirtirken diğer bazı âlimlerde bunu daha dar bir çerçeveyle sınırlamaktadır. Diğer taraftan kişiyi şirke ve küfre sevk etmeyecek hususlarda, gönül bağı olmaksızın onlarla yakın ilişki kurulabileceği de belirtilmektedir. Âl-i İmrân sûresinin 28. âyetiyle ilgili yorumlara bakıldığında birçok müfessirin sebeb-i nüzûl rivayetlerini zikrettikleri fakat âyetin tefsiri sadedinde bu rivayetlerde dile getirilen detaylara yer vermedikleri görülmüştür. Rivayetler içerisinde, Ensâr’dan bazı kimselerin Yahudilerle dostluk kurmuş olmaları nedeniyle âyetin nazil olduğunu gösteren rivayetin nüzûl sebebi olarak değerlendirilebileceği anlaşılmaktadır. Sebeb-i nüzûl rivayetinde belirtildiği üzere sahâbeden bazı kimselerin Yahudilerle dostluk kurdukları göz önüne alındığında, âyette zikredilen kâfirler ifadesiyle Yahudilerin kastedildiği söylenebilir. 118. âyette ise genel olarak Yahudilerin dost ve sırdaş edinilmemesi gerektiğinden bahsedildiği göz önüne alındığında, ilgili rivayetlerin de bu anlamı taşıdığı ve dolayısıyla bu rivayetlerin âyetteki anlamı pekiştirmekten ziyade farklı bir anlam içermediği görülmüştür.Keywords : Tefsir, Rivayet, Sebeb-i Nüzûl, Tahlil, Dost, Kâfirler