- Harran İlahiyat Dergisi
- Issue: 45
- Şâfiî Mezhebinde Fetva Usulü ve Kullanılan Başlıca Rumuz ve Terimler
Şâfiî Mezhebinde Fetva Usulü ve Kullanılan Başlıca Rumuz ve Terimler
Authors : Ömer Aslan, Abdurrahman Haçkali
Pages : 57-75
Doi:10.30623/hij.952971
View : 14 | Download : 1
Publication Date : 2021-06-15
Article Type : Research
Abstract :Asr-ı saadette sistematik fetva usulüne ihtiyaç duyulmamıştır. Bunun nedeni, o dönemde ortaya çıkan dinî, hukukî ve sosyal sorunların Hz. Peygamber tarafından çözülmüş olmasıdır. Vahyin doğrudan hükme bağlamadığı konularda Hz. Peygamber ictihada başvurmuştur. Hz. Peygamber, zaman zaman sahâbenin ictihadına da müsaade etmiş, hatalı olanlar hariç ictihadlarına karşı çıkmamıştır. Hz. Peygamber’in vefatından sonraki dönemlerde ise onun örnekliğini benimsemiş, başta hulefâ-i râşidîn olmak üzere fakih sahâbîler ve ictihad ehliyetine sahip olan fakihler, kendi anlayış ve ilmî birikimleriyle, Kur’an, sünnet ve diğer kaynakları referans alarak kendi dönemlerinde ortaya çıkan sorunlara çözümler üretmişlerdir. Şer‘î bir hüküm hakkında haber vermek anlamında olan fetva, aslında bir ictihad faaliyeti olduğu için müftü, meseleleri delilleri ile birlikte değerlendirmek duru-mundadır. Zira müftü, konuyla ilgili olan deliler ve muteber kaynağına dayanarak bütün gayretini göstermek suretiyle fetva verirse mesuliyetten kurtulur. Hayatını İslamî prensiplere göre yaşamak isteyen bir müslüman, ictihad ehliyetine sahip biri ise karşılaştığı amelî sorunların çözümünü kendisi bulmalıdır. Hukuk literatüründe bu seviyede olan müctehide müstakil/mutlak müctehid denir. Bu seviyeye ulaşmamakla birlikte herhangi bir mezhep içinde yetişmiş; mezhep imamının usul ve ictihad metodunu benimsemiş, kaynaklarına tam vakıf olmuş fakihe müstakil olmayan müctehid denir. Kur’ân ve sünnetten hüküm çıkarma kudretine sahip olmayan, bir başka ifadeyle fetva ehliyeti için gerekli olan şartları taşımayan (âmmî) kimseye de mukallid denir. Bu kimsenin, bir müctehidin ictihadına göre amel etmekten başka bir çaresi yoktur. Çünkü âmmî kimse, ibadet, muamelat ve ceza hukukuna ilişkin konularla ilgili ictihadları bilme ve seçme kabiliyetine sahip değildir. Fetva faaliyetinde belirli bir mezhebin görüşünü takip etmede fayda bulunmaktadır. Zira hukukî hayatın tutarlı ve düzenli bir tarzda yürüyebilmesi, dinî meselelere çözüm aranırken, bir mezhebin sistematik bütünlüğü çerçevesinde kalmaya bağlıdır. Nitekim mezhepler hukuk güvenliğini sağlamak, hukuk birliğini oluşturmak ve hukukî istikrarı temin etmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bir mezhebe müntesip olan fıkıh bilgininin yani mukallidin, mezhep içerisinde var olan görüşlerden birini tercih ederken veya görüşlerden biriyle fetva verirken nasıl bir yol takip etmesi gerektiğini bilmelidir. Bu nedenle mukallid müftü, mensubu olduğu mezhepte tercih edilen veya fetvaya esas teşkil eden görüşe göre fetva vermelidir. Müftünün, fetva verirken takip ettiği bu metoda fetva usulü denir. Mezhepler de fetva faaliyetini disiplin altına almak için fetva usulü literatürünü geliştirmişlerdir. Böylece mezhep içi disiplini sağlamışlardır. Her mezhebin kendine has fetvada esas alınan görüşlerin belli bir hiyerarşisi vardır. Buna "alâmâtü’l-iftâ/alâmâtü’l-fetvâ” denir. Buna göre fetva veren kişi, ictihad ehliyetine sahipse şer‘i kaynaklardan hüküm elde eder. İctihad ehliyetine sahip değilse hangi mezhebe göre fetva verecekse o mezhebin fetva usulünü bilmeli ve kullanmalıdır. Çünkü her mezhebin hem iftâ usulü hem mezhep literatüründe fetva ile ilgili kullandığı terimler birbirinden farklıdır. Bu mezheplerden biri olan Şâfiî mezhebi de ortaya çıkan yeni meselelere çözümler üretmek maksadıyla kendi disiplini içerisinde bir takım yöntemler kullanarak fetva usulünü oluşturmuş ve geliştirmiştir. Bu çalışmayla Şâfîî mezhebinin fetva usulü incelenerek, hiyerarşik yapısının ortaya konulması hedeflenmiştir. Bu kapsamda farklı dönemlerde ortaya çıkan usule ilişkin uygulamalar detaylı bir şekilde izah edilmiştir. Diğer mezheplerde olduğu gibi Şâfiî mezhebinin gelişmesiyle birlikte yaygın olarak kullanılan ıstılahlar irdelenmiş ve mezhebin fetva usulünün seyri ortaya konmuştur.Keywords : İslâm Hukuku, Şâfiî Mezhebi, Fetva, Fetva Usulü, Müftü, Mukallîd