- Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
- Cilt: 6 Sayı: 11
- İSLAM KİTAP RESMİNDE İKONOGRAFİK YORUMLAMALAR: FİRDEVSÎ ŞÂHNÂME’SİNDE ZÂL VE RUDÂBE HİKÂYELERİ...
İSLAM KİTAP RESMİNDE İKONOGRAFİK YORUMLAMALAR: FİRDEVSÎ ŞÂHNÂME’SİNDE ZÂL VE RUDÂBE HİKÂYELERİ
Authors : Semiha Altier
Pages : 39-66
Doi:10.53718/gttad.1391172
View : 63 | Download : 52
Publication Date : 2024-01-20
Article Type : Research
Abstract :Ünlü Fars şairi Firdevsî (ö. 1020) olarak anılan Ebu\'l-Kasım Firdevsî-i Tûsî millî bir destan olan Şâhnâme’sini 1022 yılında tamamlayarak farklı rivayetler olsa da Sultan Gazneli Mahmud’a (971-1030) sunar. Eserde İran kahramanlarının başından geçen çeşitli olayların yanında aşk hikâyeleri de yer alır. Şâhnâme’nin metin akışına göre Zâl ve Rudâbe ilk aşk hikayesini oluşturur. Zâl ile Rûdâbe’nin öyküsü Zâl’in bir gün ülkesinde gezintiye çıkarak, Kâbil’e gelmesi ve buranın Mihrâb adındaki yöneticinin misafiri olmasıyla başlar. Mihrâb, Zāl’in geldiğini öğrenince meclis kurulur ve burada Mihrâb’ın kızı Rudâbe’den söz edilir ve övülür. Zāl bu sözlerden çok etkilenir ve henüz görmediği bu güzel kıza aşık olur. Meclis bitince Mihrâb, eşi Sînduht ve kızı Rûdâbe’nin yanına gelir ve o da Zāl’i över. Rûdâbe babasının sözlerinden sonra Zâl’ı görmek için büyük bir heves duyar. Cariyelerini yardımıyla bir buluşma ayarlanır. Zâl Rudâbe’yi görmek için köşküne gitmek ister Rûdâbe, sevgilisini beklemek için dama çıkar. Atının üzerinde Zāl’i görünce onu karşılar. Güneş batıp, birbirlerini göremeyince Zāl bir araya gelmek için Rudâbe’den çare ister. Bunun üzerine gece gibi kara saçlarını çözer ve sevgilisinin tırmanması için köşkün damından aşağıya sarkıtır. Saçlarının ucundan tutup beline bağlamasını söyler. Bu sözler karşısında şaşıran Zâl, sevgilisinin saçlarına tırmanmaya kıyamaz ve onları okşayıp, öper. Kölesinden bir kement alır ve fırlatır. Kemendin halkası, köşkün çatısının ucuna geçince yukarıya tırmanır. İki sevgili gece eğlenirler ve gün ağırmaya başladığında Zâl kemendini atar ve köşkten aşağıya iner. Şâhnâme’de Zâl ve Rudâbe’nin bu aşk hikayesi ilgi çekmiş; eserin bilinen resimli ilk nüshalarından itibaren tasvirleri yapılacak konular arasına girmiştir. Bu çalışma kapsamında da günümüzde çeşitli müze, kütüphane ve özel koleksiyonlarda bulunan Şâhnâme’lerin farklı kültür ortamlarında üretilmiş, ulaşılabilen ve içinden seçilen resimli nüshalarında Zâl’in Rudâbe’nin köşküne gelmesi, Rudâbe’nin Zâl’e tırmanması için saçını sarkıtması, Zâl’in Rudâbe’nin saçlarına tırmanmaya kıyamayarak okşaması, Zâl’in Rudâbe’nin köşküne tırmanmak için ipi kement yaparak atması ve Rudâbe’nin köşküne tırmanması sahnelerinin yüzyıllar içinde hem değişmeden devamlılığın sağlanması aynı zamanda da biçimsel ve ikonografik değişimleri değerlendirilmiştir. Bu sahnelerin İslam resim sanatında bilinen ilk örneğinin yapıldığı İlhanlılardan (1256-1336) günümüze kadarki süreçte, kronolojik olarak tasvir edilme biçimleri/kalıpları özgün ve geleneksel yanları, konunun nasıl yorumlanarak resimlendiği, metnin veya başka olası kaynakların resimlere yansıma biçimi, başka bir deyişle metin-resim ilişkisi ve ilişkisizliği tespit edilerek farklı yorumların kaynakları, ikonografik açıdan özgün veya geleneğin devamlılığı konuları tartışılmıştır. Bu konu, 14. yüzyıldan itibaren Tebriz, Herat, Şiraz, Kahire, Kazvin, İsfahan, Yezd, Kaşmir ve İstanbul gibi farklı nakkaşhanelerde üretilmiş elyazmalarında genellikle bir kalıp çerçevesinde, metne bağlı kalınarak resimlenmiştir. Bu kalıp yüzyıllar sonra bile unutulmadan kullanılmaya devam etse de 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Timurlu dönemiyle birlikte bazı elyazmalarında bu sahnelerin prototipinden farklılaştığı, Safevi ve Babür nakkaşhanelerinde metinden ayrışan yorumlamalara gidildiği görülür. Bu sahnenin başka bir bağlamda tarihi konulu Arifi’nin Osmannnâme’sinde Osmanlı nakkaşları kendi oluşturdukları ikonografi çerçevesinde Aydos Kalesi’nin fethi sahnesine uyarlanmıştır. Bu sahnede metinde anlatılan resimleme kalıbının değişim ve farklı yorumlamalara açılmasının sebepleri arasında dönemin sosyal koşulları, olası sözel kaynaklar, nakkaşhane sayıları, nakkaş yorumlamalarının etkidiği ayrıca yerel özellikler eklendiği görülür. Günümüz ressamları ise konuyu popüler kültürün imgeleriyle seyircisine sunmaktadır. Bu yorumlamalar yüzyıllar içinde çeşitlendirilmiş ve zengin tasarımlar oluşturulmuştur.Keywords : Türk-İslam Sanatı, Minyatür, Firdevsi, Şahname, Zal ve Rudabe, İkonografi