- Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
- TÜRKÄ°YE CUMHURÄ°YETÄ°'NÄ°N 100. YILI ÜZEL SAYISI Özel Sayı
- İSLÂM COĞRAFYACILARINA GÖRE MALAZGİRT VE ÇEVRESİ
İSLÂM COĞRAFYACILARINA GÖRE MALAZGİRT VE ÇEVRESİ
Authors : Kazım Uzun
Pages : 95-104
Doi:10.53718/gttad.1346166
View : 147 | Download : 140
Publication Date : 2023-10-20
Article Type : Research
Abstract :Anadolu’nun doğusundaki kadim yerleşkelerden biri olan Malazgirt bölge tarihinde önemli ve etkili bir yere sahipti. Malazgirt Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınırlarında yer almakta ve dolayısıyla da bu hatta komşusu olan Ermeniler ile arasındaki sınır hattının önemli bir noktasını teşkil etmekteydi. Malazgirt’in iki taraf arasındaki bir sınır hattı üzerindeki konumu ve uzun süre bu pozisyonda kalışı şehrin askerî niteliklerinin gelişmesine ve daha çok bu özellikleriyle ön plana çıkmasına imkân tanıdı. Malum olduğu üzere, İslâm fetihleri yedinci yüzyılın ortalarından itibaren Doğu Anadolu’ya da ulaşmış ve Malazgirt’in de dâhil olduğu bölge İslâm beldeleri arasında yer aldı. Müslüman hâkimiyetinin bölgede yerleşmesinin ardından, Malazgirt daha önceki durumuna benzer şekilde, ancak bu kez Bizans ile Müslümanlar arasındaki sınır hattı üzerinde bulunuyordu. Bizans ile Müslümanlar arasındaki sınır mücadeleleri, malum olduğu üzere, uzun yıllar boyunca oldukça yoğun ve şiddetli bir şekilde sürdürüldü. Dolayısıyla Malazgirt kalesi ve şehrinin askerî özellikleri bu dönemde de önemli olmaya, korunmaya ve geliştirilmeye devam etti. Müslümanların bölgede hâkim olmaları ve bir süre sonra, ilk coğrafya eserlerini vermeye başlamalarıyla birlikte, bu bölgeler, buralardaki yerleşim yerleri ve bunların özellikleri söz konusu bu eserlerde kayıt altına alınmaya başladı. Bununla birlikte, bu çalışmada ayrıntılı olarak ortaya konulmaya çalışıldığı üzere, Malazgirt erken Müslüman coğrafyacıların eserlerinde farklı bir isimlendirmeyle kaydedilmiş gibi görünmektedir. Ancak daha geç tarihli eserlerde bu isimlendirmenin, yerini Malazgirt adına bıraktığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, Müslüman coğrafyacıların anlatıları daha çok Malazgirt’in askerî özellikleri ve kapasitesiyle alakalıdır. Şehrin surlarına ve halkının savaşçılık özelliklerine yapılan vurgu, işaret edildiği üzere, buranın bir karakol görevi üstlendiğini ve bunun Müslüman hâkimiyeti döneminde de devam ettiğini ortaya koymaktadır. Söz konusu coğrafya eserlerinde Malazgirt’e yakın yerleşim yerleri hakkında verilen malumat Malazgirt ile bu yerler arasında bir kıyası da mümkün kılmaktadır. Nihayet bu karşılaştırmanın neticesinde Malazgirt’in, askerî kapasite ve özellikleriyle ön plana çıkarken bölgedeki diğer yakın şehirlerin aynı özelliklerinin Malazgirt’le kıyaslanamayacak bir düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu kıyas aynı zamanda Malazgirt’in Van Gölü’nün kuzey havzasının geneli açısından askerî bir merkez olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Birçok önemli neticesinin yanı sıra Malazgirt Savaşı Malazgirt ve bölgedeki diğer yerleşim yerleri açısından da mühim sonuçlar doğurmuştur. Bölgenin bütünüyle Türk hâkimiyetine girmesi ve burada güvenlikli bir ortamın sağlanması, bir başka ifadeyle, bölgenin artık bir sınır hattı olmayışı, dolayısıyla da askerî kapasitesi yüksek ve güçlü bir merkeze ihtiyaç duyulmayışı Malazgirt’in, önceki durumuna göre daha geri planda kalmasına sebep olmuştur. Bununla birlikte, savaşın ardından sağlanan güvenlikli ortam, aynı zamanda İran ve Anadolu arasında bir geçiş güzergâhı olan Van Gölü’nün kuzey havzasının ekonomik potansiyelini arttırmıştır. Bununla birlikte, Ahlatşahların Ahlat merkez olarak kuruluşu bu şehrin bölgede daha ön plana çıkışına imkan tanımıştır. Konuya ilişkin mevcut literatürün önemli bir kısmı daha geç tarihli coğrafya eserlerini merkeze aldığından bölgenin Malazgirt Savaşı’nın öncesi ve sonrası arasındaki farkı ihmal etmiş ve savaş sonrası durumun eskiden beri aynı olduğu yanılgısına kapılmıştır. Müslümanların yazdığı coğrafya eserlerinde Malazgirt ve çevresine ilişkin çok ayrıntılı anlatıların olmadığı doğrudur. Yine de var olan malumat genel bir kanaat ve yorum oluşturulması noktasında yeterli imkânı sunar. Bu çalışmada Müslüman coğrafyacıların eserleri merkeze alınarak XII. yüzyılın ortalarına kadar Malazgirt ve çevresinin durumu ortaya konulmaya çalışılmıştır.Keywords : Malazgirt, Bâcüneys, Müslümanlar, Bizans İmparatorluğu, Ahlat