- Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
- Vol: 3 Issue: 6
- TÜRKLERİN AĞAÇ İLE MİTOLOJİK VE TARİHİ BAĞLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
TÜRKLERİN AĞAÇ İLE MİTOLOJİK VE TARİHİ BAĞLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Authors : Şeyda Büyükcan Sayilir
Pages : 187-198
Doi:10.53718/gttad.940879
View : 8 | Download : 2
Publication Date : 2021-07-20
Article Type : Research
Abstract :Türk mitolojisi ve kültüründe Tanrı'nın yarattığı her şey bir ruha, töze sahiptir. Eski Türk kültüründen bugünkü Anadolu kültürüne uzanan süreçte bu inanç halen devam etmekte ve özellikle tabiattaki canlı cansız her varlığa saygı duyulmaktadır. Yeryüzü, gökyüzü ve yeraltını birbirine bağladığına inanılan ağacın, tüm dünya mitlerinde olduğu gibi Türk kültürü ve mitolojisinde de özel bir yeri vardır. Dalları, gövdesi ve kökleriyle çeşitli Türk mitolojik anlatıların başrolünde yer alır. Kimi zaman yedi ya da dokuz dallı dallarıyla, kimi zaman, evreni çeviren ejderhaların köklerinden beslenmesiyle, kimi zaman da kovuğundan doğan Türklerin atasının eşi kutsal ışıkla Türklerin türeyiş efsanelerinde kozmik bir motiftir. Kutsal bir rahimdir, doğumdur ve yaşamın simgesidir. Ağaç kültü, kozmogonik, kozmolojik ve yeraltı dünyasına ait mitlerde ortak bir motif olup farklı uygarlıkların anlatılarında "Dünya Ağacı veya Hayat Ağacı” şeklinde sıklıkla geçmektedir. Türklerde ise Kutupyıldızı ile bağlantılı olarak geçen kozmik ağaç kültü, Temurkazuk (Demirkazık), Altunkazuk, Altankazguk, Bay Kayınk, Evliya ağaç gibi çeşitli isimlerle anılmaktadır. Ağaç, bu özellikleriyle aynı zamanda Tanrı’ya kurban sunumlarında yapılan spiritüel yolculukların da başlangıç noktası olması açısından ruhların göçtüğü/uçtuğu kozmik bir kapıdır. Uzun yaşamın, huzurun, refahın, sükûnetin ve bereketin simgesidir. Dalları, gökyüzüne uzanır; burası kapısında çift başlı kartalın tünediği Tanrı’nın katıdır. Bu katın koruyucusu ve bekçisi kartaldır. Türk kamlık inanışına göre dokuz dallı ağaçta bulunan kartal yuvaları kamların eğitimlerinde kullanılmaktadır. Kartalın yuvasında bulunduğu süre kadar, kam da namzetlikten bilgeliğe ulaşır. Kartalın ağacın yuvasında kuluçkaya yatma süresi arttıkça koruyucu ve yardımcı ruhları da artar; dolayısıyla bilgeliği artar. Özellikle kamın Tanrı ve ondan sudûr olan göksel ruhlarla olan iletişiminde ağaç bir köprü görevi görür. Kam davullarında kozmik motiflerin yanında ağaç da bulunmaktadır. Dolayısıyla kamlarının hayatının başlangıcında, eğitimlerinde ve ölümlerinde ağaç, önemli bir figürdür. Ölümlerinde davulları parçalanır, ömrünü tamamlar ve kayın ağacının dalına asılır. Bazen de kamın açık bir tabut içinde ağacın dalına konulduğu ve yırtıcı hayvanlar tarafından eti yenildikten sonra ağacın dibine gömüldüğü bilinmektedir. İnanışa göre, demir kartalın içinden doğan, ağacın gövdesinde kartal yuvasında eğitimini tamamlayan kamın ölümünde de ruhu yine ağaç üzerinden göğe yükselir. Eski Türk inanç kültüründe ve şaman memoratlarında yeryüzüne doğru, yeryüzünden de göğe doğru ruh göçlerinin ağaç vasıtasıyla yapıldığı anlatılır. İslamiyetten sonra da bu inancın bir yansıması olarak mezarlara ağaç dikilmeye devam etmektedir. Türk mitolojik anlatılarında ve kam ritüellerinde Akçam, Karaçam, Kayın, Sedir, Çınar, Ihlamur ve Servi ağaçları en çok isimleri geçen ağaç türlerindendir. İslamiyetten sonra ise hurma, elma, nar ve gül ağaçları kullanılmış hatta Osmanlı Devleti’nde düğün ve sünnet alaylarında süslenen ve hurma ağacı anlamına gelen nahıl şenliklerine de sembol olmuştur. Ağaç aynı zamanda devletin kendisi olup mitolojik anlatılarda merkezi otoriteyi simgeleyen bir metafordur. Ata ruhlarının makamı ve hükümdarlık sembolüdür. İslamiyetle birlikte bu kültün kullanılmaya devam ettiği, şekil değiştirerek sanatta ve mimaride devletin sembolü, simgesi ve bir motifi olarak kullanılmaya devam ettiği görülmüştür.Keywords : Kam, Ağaç, Kayın, Demirkazık, Türk Mitolojisi, Çift Başlı Kartal