- Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
- Vol: 19 Issue: 2
- İhsan Oktay Anar'ın Romanlarında Erkekler ve Erkeklikler
İhsan Oktay Anar'ın Romanlarında Erkekler ve Erkeklikler
Authors : Ayşen Utanir Karaduman
Pages : 526-542
Doi:10.21547/jss.646555
View : 8 | Download : 3
Publication Date : 2020-04-25
Article Type : Research
Abstract :Edebiyat sosyolojisi disiplinini merkezine alan bu çalışmada İhsan Oktay Anar’ın romanlarındaki erkekler ve erkeklikler sosyolojik bir bakış açısıyla incelenmiştir. Edebi eserler toplumsal ürünlerdir ve edebiyat sosyolojisi adına yapılan çalışmalarda edebi bir türe odaklanarak sosyolojik çıkarımlar yapmak esastır. Edebi metinler bilgi taşıyıcı değil anlam taşıyıcı araçlardır. Çalışma için roman türünün seçilmesinin başlıca nedeni, bu türün toplumsal hayata yüklenen anlamların önemli bir taşıyıcısı olmasıdır. Romanlar insanların iç dünyasını anlamak adına önemli kaynaklardır. İnşa edilen erkeklik imgelerini incelemek için romanlar, erkek dünyasının anlatılmayan ve çok fazla dillendirilmeyen bir dünya olması bakımından elverişlidir. İhsan Oktay Anar’ın kurguladığı roman dünyası erkek dünyasıdır. Anlatılarında kadın karakterlerin yer almaması, yer alıyorsa bile çok silik rollerinin olması bu dünyayı erkek dünyası olarak adlandırmamıza yol açar. Yazarın romanlarında yer alan erkek karakterlerin ne tür özellikler etrafında kurgulandığını anlamak ve çözümlemek, toplumda inşa edilen erkeklik kimliği adına fikir vermesi açısından değerlidir. Bu makalede, İhsan Oktay Anar’ın 1995-2007 yılları arasında yayınlanan dört romanı; Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hiyel, Amat ve Suskunlar, erkeklerin iç dünyasını anlamak adına bir araç niteliğinde ele alınmaktadır. Makalede bir inşa süreci olarak erkeklik kimliği feminist eleştirel söylem analizi aracılıyla ortaya konmaktadır. Erkeklerin "erkek” olma, olabilme kaygısıyla yaşamlarındaki çelişkiyi gizlemeleri ve dillendirilmeyen bir dünya yaratmaları, kazanılan erkeklik durumunun her an kaybedilebilecek kaygan bir zeminde yer almasından kaynaklanmaktadır. Bu kaygıyla kişisel duygular çoğu erkek tarafından gizlenebilmekte ve böylece hegemonik erkekliğin kimlik inşasındaki etkisi artmaktadır. İşte bütün bunlar dolayısıyla romanlar, erkeklerin dünyasına ışık tutması bakımından erkeklik incelemelerine elverişli kaynaklar sunar. Yazarın romanlarında kurguladığı ana karakterlerin hepsinin erkek olması metinlerini erkek dünyalarını anlatan metinler haline getirmiştir.Keywords : Edebiyat sosyolojisi, Toplumsal cinsiyet, Erkeklik