- Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
- Vol: 12 Issue: 2
- HRÎSTÎYAN MEDENİYETİNİN DİNÎ KAYNAKLARI
HRÎSTÎYAN MEDENİYETİNİN DİNÎ KAYNAKLARI
Authors : Etem Çalik
Pages : 57-92
View : 12 | Download : 5
Publication Date : 2010-12-01
Article Type : Other
Abstract :Hristiyan Medeniyeti’nin dinî kaynakları denilince tabiî olarak Hristiyanlık’ın da dinî kaynakları hatıra gelir. Çünkü bu medeniyete adını veren Hristiyanlık, çok farklı dinlerin hakim olduğu bir imparatorluk coğrafyasında ortaya çıkmış bir dindir. Tek Tanrıcılıktan çok tanrıcılığa, putperestlikten insan-tanrı anlayışına kadar birçok dinî inancın yer aldığı topraklarda yayıldı. Dolayısıyla kendisi o dinlerin birçoğunun yerini alırken, onlardan da bazı unsurları bünyesine kattı. Tabii olarak bu farklı dinlerle temasında en fazla olarak da bunların Tanrı anlayışından etkilendi. Ortaya çıktığı Filistin bölgesinden mücerret Tanrı anlayışını alırken, İmparatorluk merkezine doğru yayılmaya başlamasıyla da Roma çok tanrıcılığından ve bu dinin tanrılar hiyerarşisinden etkilenmişti. Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu’nda uzun müddet takibata uğradı. Bir taraftan sahip olduğu mücerret Tanrı anlayışıyla, diğer taraftan getirdiği ahlâki düsturlar ve eşitlik anlayışıyla kitlelere cazip geliyor ve mevcut dinî ve sosyal yapıyı tehdit ediyordu. Tabiî ki bu da siyasî otoritede rahatsızlık yaratıyordu. Ama yukarıda belirttiğimiz özellikleri dolayısıyla yayılmaktan geri durmuyordu. İmparatorluğun siyasî olarak zayıflamasına paralel olarak iktisadî ve sosyal hayatta da bozulma ve kaos hali ortaya çıkınca, Hristiyanlık fakirlere, düşkünlere ve çaresizlere hitap eden anlayışıyla bütün imparatorluk sathına yayıldı. Böylece artık halk dini, Hristiyanlık olunca, siyasi otorite de onun tarafını tuttu. Siyasî otoritece tanınıp rahatlayan Hristiyanlar arasında bundan sonra farklı anlayış ve ekoller su yüzüne çıkmaya başladı. Dinî sahada meydana gelen bu ihtilâflar üzerine 451 yılında Kadıköy Konsili toplandı ve uyuşmazlıkları hükme bağladı. Konsilin kararlarını kabul etmeyen Doğu kiliseleri (Kıptî, Ermeni ve Süryani) Roma ve İstanbul kiliselerinden koptular. Ama Konsilin kararları Batı Hristiyanlığının resmî akîdesi haline geldi. Saint Augustinus’in Batı Hristiyanlığını (Pavlus Hristiyanlığını) felsefî olarak temellendirmesiyle de bu anlayış kemikleşti. Bundan sonra 16. asır başlarında ortaya çıkacak olan Reform Hareketi’ne kadar Batı Hristiyanlığına karşı bir muhalefet hemen hemen olmadı. Reform Hareketi’ni başlatan Martin Luther’in isyanı da esas olarak Hristiyanlık’ın özüne değil, din adamlarının Tanrı ile insan arasında aracılık etmelerineydi. Luther’in öncülük ettiği Reform ve diğer hareketler, Papa ve diğer din adamlarının müminler üzerindeki baskısını kaldırarak lâikliğe giden yolda hatırı sayılır bir hizmet gördüler. Bunun da neticesi, ilmî düşüncenin kendi mecrasında rahat bir şekilde yol alması ve Batı Avrupa’nın, bin yıllık kabuğunu kırması oldu.Keywords : Hıristiyan Medeniyeti, Dini Kaynaklar, Tanrı Anlayışı, Reformasyon Dönemi’nde Din