YAŞAMI OLUMLAMA OLARAK GÜÇ İSTENCİ
Authors : Kudret Aras
Pages : 188-204
Doi:10.17753/sosekev.1356228
View : 94 | Download : 156
Publication Date : 2023-10-27
Article Type : Other
Abstract :Bu çalışmada Nietzsche’nin Güç istenci kavramı incelenmiştir. Kavram, Nietzsche’nin genel felsefesi açsısından merkezi bir öneme sahiptir. Nietzsche felsefesi, "bir birey nasıl yaşamalıdır?” sorusu üzerine yoğunlaştığı için, Güç istenci doğrudan değerler ve değer yaratımı ile alakalıdır. Bu nedenle makalede öncelikle, Nietzsche’nin devraldığı değerleri nasıl eleştiriye tabi tuttuğu ele alınacaktır. Nietzsche, Hristiyanlığın, Avrupa kültürünün ve modern dünyanın büyük bir değer kaybı yaşadığını ve değerler açısından çöküş (décadence) içinde olduğunu ileri sürmektedir. Bu değerler, insanları pasifleştiren ve gittikçe hastalıklı hale getiren değerlerdir. Bunun karşısında Nietzsche’nin ortaya koyduğu Güç istenci, bir sağaltım ya da iyileştirme girişimi olarak ortaya çıkmıştır. Makalede daha çok Güç istenci kavramının, yaşamı olumlama özelliğine vurguda bulunulmuştur. Yaşama karşı "öte dünyalar”ın öne sürülmesi, yaşamın yadsınması ya da yaşama kötümser bir şekilde bakılması, Nietzsche’nin asla kabul etmediği düşünme tarzlarıdır. Güç istenci, klasik yaklaşımlardan farklı olarak, insan bedenini olumlayan bir yaklaşımla, tutkuların vazgeçilmezliğini ileri sürer. Bu nedenle, makalede, haz ve acı tutkularının karşılıklı ilişkisel varoluşunun, bireyin kendisi olması açısından önemine vurguda bulunulmuştur. Çünkü yaşam direnişlerle ilerleyen bir mücadele alanıdır. Bireyin yapması gereken, her durum içinde yeni perspektifler geliştirmek ve yorum yapabilmektir. Böylece Güç istencinden itibaren ortaya çıkan etik sonuçlara göre yaşam, özünde Güç istencidir ve her şey olumludur. Kişinin kendisi olması, tutkularını (temelde haz ve acı) karşılıklı bir mücadele içine sokarak, gücünü büyütmesine bağlıdır.Keywords : Nietzsche, Güç istenci, Yaşamın olumlanması, Etik, Beden, Tutkular