- Ege Coğrafya Dergisi
- Vol: 28 Issue: 1
- URLA-İSKELE KIYI DÜZLÜĞÜNÜN HOLOSEN PALEOCOĞRAFYASI VE JEOARKEOLOJİK DEĞERLENDİRMELER
URLA-İSKELE KIYI DÜZLÜĞÜNÜN HOLOSEN PALEOCOĞRAFYASI VE JEOARKEOLOJİK DEĞERLENDİRMELER
Authors : Ilhan Kayan, Ertuğ Öner, Mehmet Doğan, Rifat Ilhan, Serdar Vardar
Pages : 11-32
View : 11 | Download : 3
Publication Date : 2019-07-15
Article Type : Research
Abstract :Urla’nın İskele kıyı düzlüğü, Miosen göl sedimanlarından oluşan Urla tepelik alanından kuzeye, İzmir Körfezine uzanan alüvyal-kolüvyal etek düzlüğü üzerinde şekillenmiştir. Çakma-delgi sondajlardan sağlanan sedimantolojik verilere göre, son buzul çağı sonrasında yükselen deniz, Orta Holosen’de (7-6 bin yıl öncelerde), bu etek düzlüğü üzerinde güneye ilerleyerek İskele düzlüğünün orta kesiminde bugünkü kıyıdan 1 km içeriye kadar sokulmuştur. Bu kıyıya ait sedimanların bugünkü deniz seviyesinde bulunması, bu dönemde denizin bugünkü seviyesine kadar yükseldiğini göstermektedir. Deniz seviyesi yükselmesinin sona ermesiyle, alüvyon birikimi etkin duruma geçmiş ve bugünkü kıyı düzlüğü gelişmeye başlamıştır. Ancak, buraya ulaşan büyük bir akarsu bulunmadığından, İskele düzlüğü bir delta ovası değil, çevredeki etek düzlüklerinin uzantısı niteliğinde, küçük bir kıyı düzlüğüdür. İskele kıyıları Limantepe-Klazomenai arkeolojik buluntuları ile tanınır. Limantepe, kıyıda küçük bir çıkıntı yapan 13 m kadar yükseklikte bir tepedir. İskele kıyı düzlüğündeki ilk yerleşme Tunç çağlarında bu tepe ve güney eteğinde başlamıştır. Arkaik çağda Limantepe yerleşmesi Klazomenai kentleşmesi ile devam etmiş, zamanla büyüyen kent güneye ve batıya doğru alanını genişletmiştir. Tunç çağlarında Limantepe doğu ve batısındaki kıyı girintilerinden liman olarak yararlanıldığı, bu kullanımın özellikle batıdaki girintide Arkaik çağda da yoğun bir şekilde devam ettiği varsayılmaktadır. Ancak, Tunç çağlarında deniz seviyesinin bugünkünden alçakta bulunması nedeniyle, liman kullanımı bugünkü kıyı morfolojisine göre değil, paleocoğrafik rekonstrüksiyonlara göre tanımlanmalıdır. Bunun için özellikle su altı morfolojisi ve arkeolojisi üzerine yeni veriler sağlanması ve bilgilerin birbirleri ile ilişkili olarak yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.Keywords : Urla, Limantepe, Klazomenai, Paleocoğrafya, Jeoarkeoloji