- Dumlupınar Üniversitesi İİBF Dergisi
- Issue: 9
- POPÜLİST İTİRAZLAR, CİNSEL TEHDİTLER VE AİLEYE DÖNÜŞ ÇAĞRILARI: TOPLUMSAL CİNSİYET KARŞITLIĞI...
POPÜLİST İTİRAZLAR, CİNSEL TEHDİTLER VE AİLEYE DÖNÜŞ ÇAĞRILARI: TOPLUMSAL CİNSİYET KARŞITLIĞI
Authors : Emel Çokoğullar Bozaslan
Pages : 82-89
View : 11 | Download : 1
Publication Date : 2022-07-30
Article Type : Research
Abstract :Temel olarak toplumsal cinsiyet, cinsiyetin toplumsal olarak inşa edildiği ve bu inşa sürecinde davranış kalıplarından kadınlık-erkeklik rollerine kadar kapsamlı bir belirleme çabasını tanımlamaktadır. Kadının kadın olabilmek için nasıl davranması gerektiği, rol ve görevlerinin neler olduğu ile ilgili geniş bir beklentiler dizisi ile karşılaşılmaktadır. Benzer şekilde, erkeklik kalıpları da toplumsal olarak üretilmekte ve nasıl erkek olunacağına yönelik kurallar ve talepler sıralanmaktadır. Bu nedenle de patriarkanın kadınların yaşamı üzerindeki egemenliği düşünülerek toplumsal cinsiyet rollerinin, genellikle feminist perspektiften değerlendirildiği ve eleştirildiği görülmektedir. Feminizm, toplumsal cinsiyet rollerinin kuşatıcı ve baskıcı karakterini incelemekte ve kadın özgürlüğü üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi sorunsallaştırmaktadır. Kadınlık kalıplarının nasıl her defasında yeniden üretildiği ele alınmakta ve toplumsal olarak inşa edilenin bu süreçteki işlevselliği tartışılmaktadır. Toplumsal cinsiyet konusu, birçok açıdan farklı bağlamlara yerleştirilerek açıklanmakta ve ideolojik arka planın bu açıklama çabasındaki yeri ortaya konmaya çalışılmaktadır. Politik duruş açısından değerlendirildiğinde, muhafazakâr ve dindar kesimin toplumsal cinsiyet algısı ve özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna bakışı, son derece temkinli, mesafeli olmakta ve çoğunlukla reddiye temelinde şekillenmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği talebi, bu kesimler tarafından özellikle aile kurumunun varlığı açısından tehditkâr bulunmakta ve eşitlikle ilgili savunular anlamsız bulunmaktadır. Söz konusu savunuların, gerek dinsel açıdan gerekse de toplumsal bazda kabul edilebilir olmadığı ileri sürülmektedir. Son dönemlerde de bu tepkiselliğin ve reddiyenin küresel çapta çok daha görünür olduğu, özellikle feminist kuramcılar tarafından dile getirilmekte ve bu konuya dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde toplumsal cinsiyet çalışmalarına yönelik yasaklama ve kısıtlama yollarına başvurulduğu görülmekte ve karşıtlığın her geçen gün daha da hissedilir düzeye ulaştığı belirtilmektedir. Bu çalışmada da toplumsal cinsiyet konusu üzerinde durulmakta ve "toplumsal cinsiyet ideolojisi” olarak tanımlanmaya başlanan karşıtlığın temel argümanları incelenmeye çalışılmaktadır.Keywords : “Yeni küresel sağ”, Toplumsal cinsiyet, “Toplumsal cinsiyet ideolojisi”